PINE in Turkish translation

• çam
• pine
• çamı
• çamdan
• çama

Examples of using Pine in English and their translations into Turkish

Smoked in-house with pine cones from Noirmoutier. Thin slices of mullet.
Noirmoutier çamlarının kozalaklarıyla tütsülediğimiz ince kefal dilimleri.

Davis is heading west on Pine.
Davis Çamda batıya gidiyor.

Sir, the Australians have commenced their assault on Lone Pine.
Efendim, Avusturalyalılar Yalnız Çamda ki saldırılarına başladılar.

And then escaped from the house out into these Pine Barrens.
Sonra da evden çıkıp bu çamların içine kaçtı.

you got longleaf pine, you got that pressure treated pine.
Uzun yapraklı çamın var, İşlenmiş çamın var.

No, the one that has the pine higher to the side.
Hayır, daha büyük çamın olduğu taraf.

So I'm thinking the Eastern White Pine.
Ben beyaz doğu çamını düşünüyorum.

Out in the fresh, crisp air, the smell of pine.
Bu temiz, keskin hava; çamların kokusu.

Cedar and pine.
Sedir ve çamlardan.

It's right out there before that pine.
Tam şurada, çamın önündeki.

No, the pine that's higher, to the side.
Hayır, daha büyük çamın olduğu taraf.

One more Pine Leaf Ale please.
Çam ağacı yaprak birasından bir tane daha, lütfen.

Mr. Pine, could we skip 65 years,
Bay Rine, 65 yılı atlayabilir miyiz?

It was flying beyond the pine.
Çam ağacının öte tarafında uçuyordu.

This is life behind the pine curtain.
Ananas perdenin arkasındaki yaşamdır.

Don't make me pine for you as well.
Senin hasretini çekmeme izin verme.

Lead us straight to Mexico on a carpet of pine needles.
Bizi çam ağacı iğnelerinden oluşan bir halının üstünde doğru Meksikaya götürecek.

Get rid of it, Jess-- pine has no place in this loft.
Kurtul şundan Jess. Çam ağacından yapılma şeylere yer yok bu evde.

Let him pine for it While the colours rain.
Onun için erirken renk yağmurunda.

Little puppet made of pine, wake.
Uyan, çam ağacından yapılmış küçük kukla.