Examples of using Pine in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu Pine Creste götürüyorum.
I'm taking him to Pine Crest.Pine Sokak Mezarlığında dedemin yanına gömülü -Evet.
Pine Sokak Mezarlığında dedemin yanına gömülü -Evet.
Yeah. There's a WaIter Lambert buried right near my grandpa in the Pine Street Cemetery.Adı Pine, ağaç gibi.
The name is Pine, like the tree.Oraya gitmeliyiz, Pine Mountaina.
We have Evet, ben Cornichedeki Otel Nefertitiden Pine.
Yes, this is Pine of en büyük şehri Pine Bluffdur.
largest city is Pine Bluff.Ve bilgiye ihtiyaç duyduğumu söyle.- Pine, kartvizitimde…- Bilmiyorum… Bradin olduğunu.
Yedi gün içinde şehirde kadınları öldüren adam küçük kızım Serenayı Black Pine koyunda boğacak.
The man who's been killing the women in the city in Black Pine Cove. is going to drown my little girl, Serena, In seven days.Pine, Bradin… referansım olduğunu ve onunla konuşmak istediğimi söyle.- Bilmiyorum.
And I need words. I don't know what… Tell the Pin that Brad was my calling card.Onun vücut parçaları Pine Ridge Kızılderili bölgesinde bulundu
His dismembered body was found within Pine Barransda yaşayan korkunç insanlar hakkında bize ne anlatabilirsin? Mesela Pineys denen yamyamlar?
What can you tell us about the… creepy people living in the Pine Barrens, like cannibals, called Pineys?Halkını Pine Ridgee götürmeden önce, varsa silahlarınızı bize teslim etmenizi istemek zorundayız.
Before taking your people to Pine Ridge, we must ask that you surrender any arms in your possession.Bayan Pine.
Miss Pine.Pine Barrensdayız.
The Pine Barrens.Adım Pine.
My name's Pine.Pine Valleyde.
Pine Valley.Bayan Pine.
Mrs. Pine.Bayan Pine?
And Ms. Pine?
