POTENCY in Turkish translation

• gücü
• etkisi
• iktidarı
• etki
• potansiyel

Examples of using Potency in English and their translations into Turkish

The chocolate coating makes it go down easier… but you have to wait 15 minutes for full potency… and you shouldn't go swimming for at least, what?
Ama tam etki için 15 dakika beklemeniz gerekiyor… ve yüzmeye gitmemeniz gerekiyor, en azından, ne kadardı?

When you told me to increase its potency… from 80% to 85%… the chances of overdose doubled.
Bana onun etkisini% 80den% 85e… artırmamı söylediğinde… aşırı-doz olasılığı ikiye katlandı.

There was no way to know that the potency, rather than level off gradually like we thought, would keep increasing exponentially.
Bu etkinin, bizim düşündüğümüzün aksine yavaş yavaş sıfırlanacağındansa üstüne eklenerek artacağını önceden kestirmenin hiç yolu yoktu.

his pride, his potency!
onurunu, gücünü elinden aldılar!

the Lord Sforza's prowess, with 1 or 2 willing maidens would also constitute proof of potency.
iki bakire kızla hünerini halka göstermesi aynı zamanda iktidarda olmasının da ispatını oluşturacaktır.

For purity or potency and retail prices, all analyses are based on typical(modal)
Saflık derecesi veya etki gücü ve perakende fiyatları için tüm analizler tipik( modal)

Potency definition==="Potency" specifies the differentiation potential(the potential to differentiate into different cell types)
Yetkinlik tanımlaması==='' Yetkinlik'' kök hücrenin diğer hücrelere( farklı hücre tiplerine)

By themselves, these viruses either have no potency or they run the risk of activating on their own.
Bu virüslerin ya kendi başlarına bir potansiyeli yok ya da kendi kendilerini aktif etme riski taşıyorlar.

assess both the quality, the purity and the potency of the drugs they're getting.
kalitesini değerlendirmek için, saflık ve potens ve Uyuşturucu onlar alıyoruz.

price and potency of herbal cannabis and resin.
ele geçirme vakaları, fiyatı ve etki gücü.

See, so not only do we allow them to tell us how much drugs are gonna be supplied, or the potency of those drugs, who they're gonna sell it to, where they're gonna sell them.
Bak, sadece bize ne kadar uyuşturucu tedarik edileceğini, ya da bu uyuşturucunun gücünü değil, kime satacaklarını, nereye satacaklarını söylemerini sağlıyoruz.

Reports on purity or potency, from most countries, are based on a sample of all drugs seized, and it is generally not possible to relate
Çoğu ülkeden elde edilen saflık ve etki gücüne ilişkin raporlar ele geçirilen tüm uyuşturuculardan alınan bir örneğe dayanmakta olup,

To increase his potency.
Cinsel gücünü arttırmak için.

High potency vitamin concentrate.
Etkili bir vitamin konsantresi.

Potency takes about an hour.
Etkisi bir saat içinde kendini gösterir.

Symbol of potency. Now you.
Of, çocuklaşma. Ben kesiyorsam, sen de keseceksin.

Hybrids, probably twice the potency.
Hibritler, iki katı daha kuvvetlilerdir herhalde.

Muira puama."potency wood.
Muira puama. Kuvvet yaprağı.

Something that won't degrade its potency.
Etkisini düşürmeyecek bir şey olmalı.

Something's increased the flower's potency.
Bir şey etkisini arttırmış olmalı.