Examples of using Profiler in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The profiler lady was wearing that brooch.
Analistçi bayanın giydiği broş bu.It's only natural she would want to hire a profiler she's worked with before.
Birlikte çalıştığı bir profil uzmanını işe almak istemesi normal.From that, you got"profiler"?
Ve bundan profilciyi mi buldun?My brother the profiler.
Ağabeyim bir profilci.You're the profiler.
Profil uzmanı sensin.You want a profiler.
Bir profil uzmanı istiyorsun.You heard the profiler.
Profil uzmanını duydun.Criminal profiler.
Suçlu profili uzmanıymış.Highly-trained criminal profiler who also brought us our first big break in the case.
Criminal profiler?
Suçlu profil uzmanı.You either tell her you're a fake criminal profiler or I will.
Ona sahte bir suçlu profilcisi olduğunu ya sen söylersin, ya da ben.His FBI profiler believes he was emotionally attached to her.
FBIdaki profil uzmanı duygusal olarak annesine bağlı olduğuna inanıyordu.We will meet the profiler.
Profil uzmanıyla görüşürüz.Floppy, you know, your'Profiler' was really good.
Floopy baksana.'' Profil tanımlayıcın'' çok iyi.Oliver Yates, our psychological profiler, and Maxine Carlson.
Oliver Yates, psikolojik analizcimiz, and Maxine Carlson.The profiler at work.
Profil uzmanı iş başında.A profiler and the daughter of Raymond Reddington.
Profil uzmanı ve Raymond Reddingtonın kızı.The profiler and the daughter of Raymond Reddington.
Profil uzmanı ve Raymond Reddingtonın kızı.The profiler lady was wearing that.
Analistçi bayanın giydiği broş bu.This is Dr. Karen Sun, the profiler I told you about.
