PULSAR in Turkish translation

['pʌlsɑːr]
['pʌlsɑːr]
lazer
laser
yıldız
star
stellar
atarca
launcher
throw
and
put
takes
will
tosses
appoints
atarcanın
pulsar
pulsarı
pulsarla
lazeri
laser
pulsara

Examples of using Pulsar in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Direct a 60 terawatt tachyon beam toward the pulsar.
Atarcaya doğru, 60 terawatlık bir takiyon ışını gönder.
There is a class-4 pulsar three light-years from the nebula.
Nebuladan üç ışık yılı uzakta dördüncü sınıf bir nötron yıldızı var.
A spinning pulsating star, a pulsar.
Dönen ve titreşen bir yıldız, bir Pulsar.
This would appear to be a neutron star possibly a pulsar.
Bu bir nötron yıldızına benziyor, büyük ihtimalle de bir atarca.
He is the co-discoverer of the first extrasolar planets and pulsar planets.
Kendisi ilk defa Güneş Sistemi dışında bulunan gezegenler ve pulsar( atarca) gezegenlerini keşfedenlerden birisidir.
A pulsar that speaks Klingon.
Klingonca konuşan bir pulsar.
No, no pulsar at those coordinates.
Hayır, o koordinatlarda bir pulsar yok.
No, there is no pulsar at those coordinates.
Hayır, o koordinatlarda bir pulsar yok.
Move two- activate pulsar.
İkinci hamle, eldiveni etkinleştir.
Move three- amplify pulsar.
Üçüncü hamle, eldivenin gücünü arttır.
In this respect as well, Jupiter shows similarity to a pulsar.
Bu açıdan bakıldığında da Jüpiter bir pulsara benzerlik göstermektedir.
Pulsar PSR J1748-2446ad, discovered in 2005, is, as of 2012, the fastest-spinning pulsar currently known, spinning 716 times a second.
Pulsar PSR J1748-2446ad, 2005te keşfedilen, 2012 itibarıyla bilinen en hızlı dönen pulsar saniyede 716 kez döner.
Even if you could get by them, the pulsar is constructed of magna, practically indestructible.
Onları geçebilseniz bile, o lazer magnadan yapıldı. Onu yok edemezsiniz.
Currently the most sensitive bounds on cosmic string parameters come from the non-detection of gravitational waves by Pulsar timing array data.
Şu anda kozmik sicim parametrelerinin en hassas sınırları Pulsar Zamanlama Dizileri verilerinin tespit-edilemez kütleçekimsel dalgaları tarafından elde ediliyor.
At the time of its discovery, the planet had the lowest mass of any known extrasolar planet apart from the pulsar planets orbiting PSR B1257+12.
Gliese 876 d keşfedildiğinde PSR B1257+ 12nin yörüngesindeki pulsar gezegenler dışında bilinen tüm güneşdışı gezegenler arasında en düşük kütleye sahip gezegendi.
What if I had the chance to actually see that pulsar field, go there instead of just squinting at it through long-range sensors?
Eğer bu yıldız sahasına gitme şansım olsaydı, burada gözlerimi uzak mesafe tarayıcısına dikerek durup bakar mıydım sanıyorsun?
One such white dwarf has been found to be a binary star with a pulsar companion, PSR B1620-26
Atarca arkadaşı ile PSR B1620-26 isimli bir çift yıldız oluşturan bir beyaz cüce yıldızın yörüngesinde,
The second defining characteristic of pulsar signals is the dispersion in frequency of an individual pulse,
Pulsar sinyallerinin ikinci tanımsal özelliği, iyonize olmuş bir medyumda gezen elektromanyetik
Data, didn't the Captain look forward to the mission- to the Epsilon Pulsar Cluster?
Data, Kaptan Epsilon Yıldız Kümesi görevi için… sabırsızlanmıyor muydu?
The origin of this pulsar planet is still uncertain,
Atarca gezegenin başlangıcı hâlâ kesin değilse
Results: 127, Time: 0.059

Top dictionary queries

English - Turkish