SELECTIVE in Turkish translation

[si'lektiv]
[si'lektiv]
selektif
selective
seçiciyim
seçicidir
seçiciyiz

Examples of using Selective in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The Spartans were very selective in which young men they would permit to enroll.
Spartalılar hangi genç erkeklerin eğitime kabul edileceği hususunda çok seçiciydi.
No. I'm very, very selective.
Hayır… ben çok çok seçiciyimdir.
That's called selective perception.
Buna algıda seçicilik deriz.
I'm very, very selective.-No.
Ben çok çok seçiciyimdir -Hayır.
But I'm a little bit more selective.
Ama müşterilerimde çok seçiciyimdir.
burning Selective Service cards.
kimisi dahasını da yapıyor Seçim Servisi kartlarını.
I just think that… that their appeal is becoming more selective.
Bence… daha seçici hale geldiklerini düşünüyorum.
Selective IVF.
Seçilmiş tüp bebek.
Amnesia's selective, which means there's always partial memory.
Seçmeli hafıza kaybı, yani kısmi hafıza anlamına geliyor.
Toggle selective view on printer list.
Yazıcı listesindeki seçimlik görünümü aç/ kapat.
There's no such thing as selective honesty, Saul.
Seçmece dürüstlük diye bir şey olmaz, Saul.
That I'm not selective?
Ben seçici değil miyim?
Marcellus, you would do well to be selective about the company you keep in future.
Marcellus, gelecekteki arkadaşların konusunda seçici olsan iyi olur.
Lawsuit based on selective enforcement is denied.
Seçili yaptırıma dayalı bir dava reddedilir.
Oh, yeah. Real selective.
Gerçekten seçilmiş.- Oo, evet.
Real selective. Oh, yeah.
Gerçekten seçilmiş.- Oo, evet.
No garlic. My women, all suffer from a selective food avoidance disorder.
Hepsi seçici olmaktan muzdarip kadınlar. Sarımsak yok.
My women, all suffer from a selective food avoidance disorder. No garlic.
Hepsi seçici olmaktan muzdarip kadınlar. Sarımsak yok.
All suffer from a selective food avoidance disorder. No garlic. My women.
Hepsi seçici olmaktan muzdarip kadınlar. Sarımsak yok.
All suffer from a selective food avoidance disorder. My women, No garlic.
Hepsi seçici olmaktan muzdarip kadınlar. Sarımsak yok.
Results: 358, Time: 0.0764

Top dictionary queries

English - Turkish