Examples of using She's in love in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I guess she's in love.
Zannedersem aşık oldu.Look…- I know she's in love with you.
Bak.- Sana aşık olduğunu biliyorum.And tells me she's in love with someone else.
Başka birine âşık olduğunu söyledi.I think she's in love.
Sanırım aşık olmuş.I think she's in love with you.
Sanırım sana aşık oldu.No, you know she's in love with you.
Hayır, onun sana aşık olduğunu biliyorsun.Look…- I know she's in love with you.
Sana âşık olduğunu biliyorum. Bak.I think she's in love.
Bence aşık olmuş.Cos she thinks she's in love with him, but she ain't.
Çünkü âşık olduğunu sanıyordu ama değildi.Yeah, she's in love.
Evet. Aşık olmuş.Juliet thinks she's in love and then she dies.
Juliet âşık olduğunu sanıp ölecek.Aşçı ve aşık olmuş.She's in love with someone else.
Başka birine aşık olmuş.Look…- I know she's in love with you.
Bak.- Sana âşık olduğunu biliyorum.Kulüpte rastladığımda birine âşık olduğunu söylemişti.Look at her. She's in love already.
Şuna bak. Aşık olmuş bile.She's in love already. Look at her.
Şuna bak. Aşık olmuş bile.Look at her. She's in love already.
Suna bak. Şimdiden aşık olmuş bile.When she's in love, she's a complete maniac.
Aşık olduğu zaman tam bir manyak olur.And she's in love.
Ve âşık oldu.
