SIMULATE in Turkish translation

['simjʊleit]
['simjʊleit]
simüle
simulate
taklit
imitate
fake
imitation
to mimic
counterfeit
the ringer
pretend
forge
copycat
replica
simule
simulate
yapılacağıydı
to do
simulate
benzetimini yap

Examples of using Simulate in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
Interactive tool to study and simulate optic assemblies.
Optik düzeneklerde eğitim ve benzeşim için etkileşimli araç.
Simulate infrared film plugin for digiKam.
DigiKam için kızılötesi filme benzetim eklentisiName.
Simulate physics experiments.
Fizik deneyleri benzetimi yap.
With minor adjustments, they can simulate our carrier wave.
Çok küçük değişikliklerle kendi ışınlayıcımızın taşıma dalgasını taklit etmiş olabilirler.
So this holodeck could simulate the woods I played in as a child?
Yani bu holobölme benim çocukken oynadığım ormanın simülasyonunu yapabilir mi?
We could simulate a course correction.
Bir rota düzeltme benzetimi yapabiliriz.
Simulate flooding in compartments 13 and 14.
Ve 14 numaralı bölümlerde sel simülasyonu.
The murders simulate a bombing.
Cinayetler bombalamayı temsil ediyor.
Ben, simulate the access level limits For a remote terminal log on.
Ben, rotaya uzaktan kontrolü sağlayan erişim seviye limitlerinin simülasyonunu yap.
Now, simulate a strike to the victim's face.
Şimdi maktulün yüzüne darbe simülasyonu yap.
This weapon here will help us simulate a fight.
Bu silah, bir kavga simüle etmemizi sağlayacak.
Below one of the building sites… They placed a quake bomb in the earth like, a device that can simulate seismic activity.
Sismik aktiviteyi simüle edebilen bir cihaz gibi. inşaat alanlarından birinin altında… Yeryüzüne bir deprem bombası yerleştirdiler.
At present, there is no confirmed technique that can simulate gravity other than actual mass or acceleration.
Şimdiki zamanda, bu onaylanmamış teknik taklit edilebilir yerçekimi diğerlerinden daha çok asıl kütle veya ivme.
They placed a quake bomb in the earth below one of the building sites… Like, a device that can simulate seismic activity.
Sismik aktiviteyi simüle edebilen bir cihaz gibi. inşaat alanlarından birinin altında… Yeryüzüne bir deprem bombası yerleştirdiler.
Using supercomputers, we can simulate how gravity, even now,
Süper bilgisayarlar kullanarak, yer çekimini simule edebiliriz galaksilerin birbirlerini çekimlerinin sebeplerini
Like, a device that can simulate seismic activity.
Sismik aktiviteyi simüle edebilen bir cihaz gibi.
They placed a quake bomb in the earth Like, a device that can simulate seismic activity.
Sismik aktiviteyi simüle edebilen bir cihaz gibi.
Black& White with Orange Filter: Simulate black and white film exposure using an orange filter.
Turuncu filtreleme ile Siyah& Beyaz: Turuncu filtre kullanarak siyah beyaz film pozlandırmayı canlandırır. Bu özellik ile kır,
When our computers get powerful enough, they could simulate massively complex worlds, including past eras of life on Earth.
Bilgisayarlarımız yeteri kadar güçlendiğinde, ağır komplex dünyaları simule edebilecekler, dünyadaki geçmiş çağları da.
Or simulate an attack… on Kennedy to whip up public opinion… Either they told him they would close down the plotters.
Kennedyye düzmece bir saldırı yapılacağıydı. ya da… Ona söylenen ya komplocuların engelleneceği halkı kışkırtmak için.
Results: 73, Time: 0.162

Top dictionary queries

English - Turkish