TAKLIT in English translation

imitate
taklit
taklidi
örnek
fake
sahte
çakma
yalan
taklit
uydurma
yapmacık
düzmece
numara
imitation
taklit
imitasyon
sahte
taklidi
bir kopya
to mimic
taklit
taklit etmeye
counterfeit
sahte
taklit
kalpazanlık
i̇mitasyon
the ringer
taklit
zili
seni aradılar mı
taklit , ahbap taklit
pretend
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
forge
demirhane
ocak
sahte
taklit
uyduranlar
demirci
copycat
taklit
kopya
kopya teorisine takılmanın tek nedeni olayı çözememen
replica
taklit
kopya
replikası
sahte
do
adroit

Examples of using Taklit in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Süper taklit yaparım.
I do great impressions.
Herkesi taklit edebildiğin söyleniyor. Seslerini bile.
They say you can imitate anybody, even their voice.
Bu dünyada taklit edebileceğin çok şey var.
There are a lot of things that you can fake in this world.
Binlerce dönüm taklit Afrika çayırları.
Thousands of acres of simulated African savannah.
Sadece taklit, yani seni öyle sansın.
Just pretend, so he thinks you are.
Heatherın doktorunu taklit ederek en az iki çifti aradığını kanıtlayabiliriz.
And we have proof That you called at least two of the couples, impersonating heather's doctor.
Beni taklit ediyorsun, Anna Holtz.
You're copying me, Anna Holtz.
Dolarların ve markların… taklit saatlere ve… gerçek yaralara döndüğü yer.
Where dollars and deutschmarks get turned into counterfeit watches and genuine scars.
Taklit yaparım.
I do impressions.
Bu dünyada taklit edebileceğin çok şey var.
In this world. There are a lot of things that you can fake.
Bunları taklit edebilir misin?
Can you forge these?
Ve taklit edeceğim.
And I will pretend that.
Taklit mühimmat.
Simulated ammunition.
Mafyayı taklit ediyor.
He's impersonating Mafia.
Bak, beni taklit ediyor! Tanrım!
Look, he's copying me!-Oh, my God!
Taklit yaparım. Geçen yıl altı kez Carson şovunu yaptım.
I have done the carson show six times. I do impressions.
Dr. Wellsin taklit başlığını şarj ettiği odadan çekildi.
Dark matter siphoned from the room where Dr. Wells was charging his counterfeit cap.
Kendimin daha havalı hali olmalıyım ve havalılığı taklit edemezsin.
I-I got to be me, but, like, cooler, and you can't fake cool.
Söylüyorlar. Hatta seslerini bile. Afedersiniz. Sizin herkesi taklit edebildiğinizi.
They say you can imitate anybody, Excuse me. even their voice.
Taklit olduğu belli olan olayda… gençler kendilerine Tanrı olarak gördükleri.
Obviously a copycat incident, They were imitating the man they worshipped as a god.
Results: 922, Time: 0.0677

Top dictionary queries

Turkish - English