Examples of using Thrower in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Why don't you warm up that flame thrower?
Give me the flame thrower.
Alev makinesini bana ver.A flame thrower, a bed roll, all of my ammunition, and I.
Bir alev saçıcı, bir yatak ve cephanem.Give me the flame thrower.
Pretend this guy isn't a coffee thrower.
Adamımızın yalnızca kahve fırlatmadığını varsayalım.Kermes the Persian, the most amazing javelin thrower the world has ever seen.
İranlı Kermes, dünyanın gördüğü en hayret verici mızrak fırlatıcısı.Give me the flame thrower.
Is this your dear old friend, the rock thrower?
Bu senin sevgili kaya fırlatıcısı arkadaşın mı?You used to be a great knife thrower.
Eskiden çok iyi bıçak fırlatırdın.Going to build a flame thrower.
Was she the bomb thrower?
No earthly Frisbee thrower can match Jupiter's flinging force.
Dünyalı hiçbir frizbi atıcısı, Jüpiterin fırlatma gücüyle boy ölçüşemez.Clean the thrower.
Atıcıyı temizle.Yes.- Okay. When we depart, get the thrower and follow up.
Tamam. Yola çıktığımızda atıcıyı alıp bizi takip et.- Evet.Where would she get a flame thrower?
Alev atıcıyı nereden buldu?Knife thrower?
Bıçak atıcısı?Not a bomb thrower.
Bomba atanlardan değil.You're a miles better thrower than me.
Sen benden daha iyi bir atıcısın.Tedward, that could be this asthmatic hammer thrower I dated.
Teward, bu adam bir zamanlar çıktığım astımlı çekiç atıcısı olabilir.Al Oerter, American discus thrower d.
Al Oerter, Amerikalı disk atıcısı d.
