TO DO AN INTERVIEW in Turkish translation

• röportaj yapmak
• röportaj yapmanın
• görüşmek için

Examples of using To do an interview in English and their translations into Turkish

Does she look like she's ready to do an interview?
Görüşme yapabilecek gibi mi görünüyor?

Russell. I'm here to do an interview with that Dr.
Dr. Russell ile görüşmek için buradayım.

Want to do an interview with me?
Benle röportaj yapmak ister misin?

I asked him to do an interview, but he said no.
Ondan röportaj istedim ama hayır dedi.

I'm not here to do an interview.
Röportaj yapmaya gelmedim.

I think I'm here to do an interview, but really what this is is an intervention.
Buraya röportaj için geldim sanıyordum ama müdahale var gibi.

Jack Harper's about to do an interview.
Jack Harper röportaj yapmak üzere.

Do you want to do an interview?
Röportaj yapmak ister misin?

I got a message she wants me to do an interview with Adena.
Adena ile bir röportaj yapmamı istediğini yazmış.

She came here saying she only wished to do an interview with you.
Sadece seninle röportaj yapacağını söyleyerek geldi kadın.

Good Morning, Chicago wants to do an interview.
Günaydın Chicago bir röportaj yapmak istiyor.

Sean would be here at three o'clock and willing to do an interview.
Sean saat 3de burada olacak ve onunla röportaj yapacağız.

Do you know that you're not here to do an interview?
Bunu anlamış gibi gözükmüyorsun, are here, bu bir röportaj yapmak değil?

Jessica asked to do an interview for this documentary.
Jessica bu belgesel için bir röportaj yapmayı istedi.

Is a big-city reporter wanting to do an interview with Maggie.
Buraya büyük şehirden gelip Maggie ile röportaj yapmak istiyorlar.

Wanting to do an interview with Maggie. is a big-city reporter.
Buraya büyük şehirden gelip Maggie ile röportaj yapmak istiyorlar.

This tabloid television reporter came by the Talon today and he wanted to do an interview with me about the meteor shower.
Şu rezil televizyon muhabiri bugün Talona geldi ve benimle meteor yağmuru ile ilgili röportaj yapmak istedi.

she said it would be fine to do an interview on camera, on the record.
kamera karşısında, adını vererek röportaj yapmanın söylemişti.

she said it would be fine to do an interview on camera, on the record, with her name.
kamera karşısında, adını vererek röportaj yapmanın söylemişti.

And she said it would be fine to do an interview on camera, on the record, with her name… in her home.
Iyi olacağını Kendi evinde, kamera karşısında, adını vererek röportaj yapmanın söylemişti.