TOADS in Turkish translation

[təʊdz]
[təʊdz]
kurbağalar
frog
toad
froggy
bullfrog
lefrog
karakurbağaları
kara
black
dark
land
noir
ground
snow
kurbağa
frog
toad
froggy
bullfrog
lefrog
kurbağaları
frog
toad
froggy
bullfrog
lefrog
kurbağaya
frog
toad
froggy
bullfrog
lefrog
otlubağa

Examples of using Toads in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Toads in a pond. Creepies and crawlies.
Ürkütücü ve korkutucu… kurbağalar gölette.
Water until toads are coming out of their asses!
Kurbağa sıçana kadar su dökün!
The Witch Lady? Ooh, I'm gonna turn you into toads!
Sizi kurbağaya çevireceğim!. Cadı kadın mı?
He's got toads.
Creepies and crawlies, toads in a pond.
Ürkütücü ve korkutucu… kurbağalar gölette.
A ziegevolk eats toads, which gives them a kind of psycho-hallucinogenic influence over people.
Ziegevolklar kurbağa yer ve bu da insanlar üzerinde psiko-halüsinojenik bir izlenim bırakmalarını sağlar.
I'm gonna turn you into toads! The Witch Lady?
Sizi kurbağaya çevireceğim!. Cadı kadın mı?
I have kissed princes and toads♪.
Öptüm prensleri ve kurbağaları.
Anyway, they mate in March, these toads.- It's fine.
Böyle iyiyim. Her neyse, bu kurbağalar Mart ayında çiftleşiyorlar.
All the men look like toads.
Bütün erkekler kurbağa gibi görünüyorlar.
The gold and silver turned into toads that jumped away.
Altın ve gümüşler birer kurbağaya dönüşüp, zıplayarak uzaklaşmış.
After the rains have fallen spadefoot toads all emerge together.
Yağmurlar yağdıktan sonra kürek ayaklı kara kurbağaları yüzeye çıkıyor.
Toads in a pond. Madame Leota: Creepies and crawlies.
Ürkütücü ve korkutucu… kurbağalar gölette.
Assigning you to catch toads was a waste of your talents. Colonel Lu.
Albay Lu, seni kurbağa yakalamakla vazifelendirerek… kabiliyetlerini boşa harcamışız.
Max said that they looked like toads.
Max kurbağaya benzediğini söyledi.
After the rains have fallen spadefoot toads all emerge together.
Yağmurlar düştükten sonra, sarımsak kurbağaları hep birlikte yüzeye çıkar.
It's fine. Anyway, they mate in March, these toads.
Böyle iyiyim. Her neyse, bu kurbağalar Mart ayında çiftleşiyorlar.
Colonel Lu, assigning you to catch toads was a waste of your talents.
Albay Lu, seni kurbağa yakalamakla vazifelendirerek… kabiliyetlerini boşa harcamışız.
Hop, freshman toads. Unfortunately.
Ne yazık ki… Hop, birinci sınıf kurbağaları.
All the men look like toads.
Bütün erkekler kurbağaya benziyor.
Results: 168, Time: 0.0483

Top dictionary queries

English - Turkish