ÇALIŞMAYLA in English translation

work
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
study
okumak
ders
eğitim
çalışın
öğrenim
incelemek
etüt
çalışır
çalışma
araştırması
of practice
pratik
antrenmanın
çalışmanın
idman
uygulama
alıştırma
deneyimle tabiiki
fazla alıştırmaya ihtiyacın var kartal karkar
yapmak
exercise
egzersiz
tatbikat
spor
talim
antrenman
idman
alıştırma
çalışması
uygulaması
eksersiz
working
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe

Examples of using Çalışmayla in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çok çalışmayla.
A lot of practice.
İlerde bir gün, biraz şans ve çok çalışmayla.
One day, with a little luck and a lot of hard work.
Sabır ve çalışmayla.
Patience and hard work.
Yalnızca sıkı çalışarak. Çalışmayla.
Just good hard work. Through work.
İbn Rüşd'' vahiy ancak çalışmayla tefsir edilebilir'' diyor.
Averroës said:"Revelation can be interpreted only by study.
Butterfordda bir gün çalışmayla.
One day of work in Butterford.
Çoğu cinayet ilk 72 saatte yapılan çalışmayla çözülür.
Most homicides are solved by work on the first 72 hours.
Çoğu cinayet ilk 72 saatte yapılan çalışmayla çözülür.
Most homicides are solved by work done in the first 72 hours.
Ve bu da sadece çok çalışmayla olur.
And that only happens with hard work.
Yani, bir grup hevesli genç havarisel çalışmayla kendilerini tamamen tanrının hizmetine mi adayacaklar?- Bekarlık da dahil mi?
So this group of red-blooded young men are prepared… to offer themselves completely to God… in, uh, apostolic work, including celibacy?
Bu çalışmayla birlikte, Baumeister ve arkadaşları, benlik kaynaklarının tükenmesine dair ilk doğrudan deneysel bulguları göstermişler
With this study, Baumeister and his colleagues therefore provided the first direct experimental evidence of ego depletion,
Biraz çalışmayla, bu çocuk herkesi bir araya getirip World Jamden 100.000$ almamız ve borcumuzu ödememiz için ihtiyacımız olan şey olabilir.
If a bit of practice, may it may be necessary to spark to win the World Jam hundred tons, and paying off debts.
Birlikte bir çalışmayla herkes için uygun bir çözüme ulaşabileceğimizi gerçekten umuyoruz.
We really hope that we can all just work together to come to a resolution that's agreeable to everyone.
Azim ve sıkı çalışmayla her şeyi başarabileceğimi ilk kez anladım.
I knew that perseverance it was the first time In the board exam, and hard work can conquer all.
Matle çalışmayla başa çıkamıyorsan, o zaman Juliet olarak Talyayı seçeriz,
If you can't handle working with Mat, then we will just cast Talya as Juliet,
Çok sıkı çalışmayla olacak,… ama bir taşı altına çevirmek için elini sallayıp durmaktan iyidir.
Over a rock to change it into gold. Sure, it will be hard work, but far more rewarding than waving your hand.
Nano ölçekte çalışmayla ilgili detaylardan bir tanesi maddelerin çok farklı görünmesi ve davranmasıdır.
One of the things about working at the nanoscale is things look and act very differently.
tamamı bilgisayarlarla ilgili ama hiçbiri serbest bir programcı gibi sürekli çalışmayla onu durduramadı.
all involving computers, none of which has stopped him finding steady work as a freelance programmer.
Ama kurul sınavında o son geçer notu nihayet aldığımda azim ve sıkı çalışmayla her şeyi başarabileceğimi ilk kez anladım.
In the board exam, it was the first time When I finally got that last passing grade I knew that perseverance and hard work can conquer all.
Ama kurul sınavında o son geçer notu nihayet aldığımda azim ve sıkı çalışmayla her şeyi başarabileceğimi ilk kez anladım.
It was the first time in the board exam, that last passing grade and hard work can conquer all. When I finally got I knew that perseverance.
Results: 74, Time: 0.0427

Top dictionary queries

Turkish - English