Examples of using Çalıların in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çalıların ve kıyıdaki çakıl taşlarının üzerine kırağı yağmış.
Çalıların içinde nasıl sızdığını hatırlamayacak kadar sarhoştun.
Çalıların arkasında saklanıyorlardı.
Derken çalıların oradan pençe gürültüsü.
Seninle çalıların arkasına saklanarak eğlenen genç arkadaşın nerede?
Bütün bu çalıların gitmesi lazım.
Çadırcı Baba, çalıların derinliklerinde çadırını kuran ormanın ünlü ruhu.
Chongo sürekli ağaç ve çalıların arasına girip çıkıyor ve sonra ortadan kayboluyordu.
Aslında savaş boyunca çalıların arkasında saklanmaktan başka birşey yapmamış.
Çalıların oraya bir baksana.
Çalıların sonuna geliyoruz.
Çalıların orada oturan bir herif var.
Çalıların arkasına saklandığını gördüm.
Seni çalıların arkasında saklanırken gördüm.
Lennyi aramalar, çalıların arkasında saklanmalar, arıları serbest bırakmlar falan.
Çalıların orada oturan bir herif var.
Gölgenin oradaki çalıların altına süründüm, orası daha serin ve sessizdi.
Çalıların orda oturan bir herif var.
Git çalıların arkasına gizlen. Çok komik.
Çalıların orda oturan bir herif var.