Examples of using Çarpmış in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sürücü ona çarpmış, paniklemiş… onu kanlar içinde sokakta bırakmış.
Teğmen Mulcahy tavana kafasını çarpmış.
Yaşındaki adam arabasıyla elektrik direğine çarpmış.
Fakat sonra gördüğü şey onu ilahi bir yumruk gibi çarpmış.
Sonuncusu Dünyaya 65 milyon yıl önce çarpmış.
başka bir arabaya çarpmış.
Şuraya çarpmış gibi yere düş. Sonra sanki kafanı.
Yaşlı bir kadın ona çarpmış.
Bir defasında babam da bir motorsiklet kazasında burnunu çarpmış burnu çok kötü şişmişti.
Taksiye çarpmış.
Tam o sırada, aniden sarhoş bir sürücü çıkıp ona çarpmış.
Orta bölme fırlamış ve o da onlara çarpmış.
Haberlerde duydum. Kızağı kayalıklara çarpmış.
Şuraya çarpmış gibi yere düş. Sonra sanki kafanı.
Ona bir kamyonet çarpmış.
Acil durum teknisyeninin raporu… Hasta kafasını çarpmış ve afazi şikayeti var.
Teğmen Mulcahy tavana kafasını çarpmış.
Haberlerde duydum. Kızağı kayalıklara çarpmış.
Larry sırt üstü şuraya düşüp kafasını çarpmış.
bir kamyon gelip onlara çarpmış.