Examples of using Çorabımı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadece çoraplarını değil Çorabımı unuttum.
Ağzına kadar Flashın kanlı parçalarıyla dolmadıkça çorabımı dolmuş saymayacağım ben.
Denise, çorabımı kokla.
Dawn, hayatım, savaş başlattılar. Çorabımı bulamıyorum.
Merak etmeyin Bay B, çorabımı asıyorum ki, Noel Baba bacadan aşağı insin.
Yer soğuksa, ayaklarım üşümesin diye çorabımı giyerim. Ama bunu umursamazlar ki.
Tamam. Her ihtimale karşı yukarı çıkıp donumu ve siyah çorabımı giyeyim.
Geçen sene çorabımı Noel tatili boyunca bıraktım
Çoraplarının tekleri farklı!
Doğum günün için gönderdiğim çorabı aldın mı emin olmak istedim.
Carmen, çoraplarını niye lavaboda yıkıyorsun?
Bir bakalım, çorapları doldurdum, ökse otunu astım, kestaneler kavruldu.
Çoraba ihtiyacım var.
Kellerin beyaz çoraplarının ne kadar pis olduğu ile alakalı yazdığı yazıdan keyif almış olmalısın.
Çoraba ihtiyacı yok, ayakları kılla kaplı zaten.
Çorapların var olduğu gerçeği ayakkabıların işe yaramadığının kanıtı.
Benim daha çok çorabım var, çünkü top şeklinde değiller.
Kermit çoraptan bir kukla taktı ve kardeşim gerçekmiş gibi onunla güreşti.
Ve küçük pembe çorabını eline giyersin.
Çoraplara ihtiyacım olmadığını mı söyledin?