STOCKING in Turkish translation

• çorap
• stoklamalıyız
• çorabı
• çorabın
• çoraplar
• stoklama

Examples of using Stocking in English and their translations into Turkish

A stocking full of sand and rocks is good for that.
Kum ve taş dolu çoraplar bu iş için iyi.

No, some goon with a stocking pulled over his face.
Hayır. Kafasına kadın çorabı geçirmiş salağın biriymiş.

Remember, Please! a glimpse of stocking. in olden days.
Unutma: Eski günlerde, Lütfen? çorabın bir anlık görüntüsü.

He had a stocking over his head.
Kafasında kadın çorabı vardı.

And a very small stocking, if you don't go to sleep.
Ve hemen uykuya dalmazsanız, çok ufak çoraplar.

Something for runner's stocking.
Bu da Runnerın hediye çorabı için.

Yes, the stocking.
Evet, çoraplar.

Another silk stocking gone.
Gitti yine ipek çorap.

I have been looking for that stocking.
Bir haftadır bu çorabı arıyordum.

Perhaps I would better tell this, Mark.- Oh, yes, the stocking.
En iyisi ben anlatayım.- Evet, çoraplar.

I have been looking for that stocking for a week.
Bir haftadır bu çorabı arıyordum.

Oh, yes, the stocking. Perhaps I would better tell this.
En iyisi ben anlatayım.- Evet, çoraplar.

Baby, I love that spray-on stocking stuff.
Üzerine yaptığında çok hoşuma gidiyor. Bebeğim, o spreyi uzun çorabın.

Watch the stocking.
Gözünü çoraptan ayırma.

Looks like we got another stocking stuffer.
Görünüşe göre noel çorabına koyacak başka bir malzeme çıktı.

Where is my stocking?
Benim çorabım nerede?

Gentlemen, notice her stocking. The lady's been climbing trees.
Beyler, çorabına bakın hanımefendi ağaçlara tırmanmış.

Put it in the stocking, Summer, or I'm joining Facebook.
Onu çoraba koy, Summer, yoksa Facebooka katılırım.

It's not even a stocking stuffer, barely an opening act.
Noel çorabının içindeki küçük bir hediye bile değil. Belki küçük bir başlangıç.

They escorted her out in her stocking feet.
Uzun çoraplı ayaklarıyla, çıkarken ona eşlik ettiler.