Examples of using Ölü polis in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ölü polis memuru için cevap vermelisin, Ivan.
Peki şu iki ölü polis ne olacak?
İki ölü polis ve üç ölü Jamaykalı.
Her ölü polis için 10 idam.
Üç ölü polis memuru var.
O iki ölü polis vicdanın üzerinde.
Kalibrelik mermiyi, ölü polis ve kadınınkiyle karşılaştırdım.
Öyle mi? Buralarda iki ölü polis, kutlama sebebi.
Öyle mi? Buralarda iki ölü polis, kutlama sebebi.
Ama şunu anlaman gerekiyor, açıklamasını yapacağım iki ölü polis var ve duygularının yanlış kararlar vermesine daha fazla izin veremezsin.
Elimizde üç ölü polis, yaşayıp yaşamayacağı belli olmayan yaralı bir polis
Bunu söylediğim için bağışlayın… fakat dört ölü polis… sadece trajedi değil.
Billy the Kid bir kez daha arkasında iki ölü polis bırakarak imkansız bir kaçışı gerçekleştirmişti.
Sen ve Terminatörün arasına yüz polis çıkarmış olursun… ama elinde yüz ölü polis kalır.
Billy the Kid bir kez daha… arkasında iki ölü polis bırakarak imkansız bir kaçışı gerçekleştirmişti.
pencereden dışarı bakmış, ölü polis sandığı kişinin yerde yattığını görmüş,
koşarak suç mahalline gidip etrafa bakınırız. Eğer hiç ölü polis yoksa, gitmek güvenlidir.
Ölü polisler. O kadar şahit.
Ölü polisler sinekleri çeker.
Ölü polisten aldığım ve seni t. şaklarından tavana asacak bir kaset.