ÖLEN BIR KADINA in English translation

a woman who's dying

Examples of using Ölen bir kadına in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ölen bir kadına turp gibi olduğunu söylemişsiniz.
You told a dying woman that she was great.
Nasıl bir adam ölen bir kadına aşık olur?
What kind of guy falls in love with a dying girl?
Verdiğim sözden asla dönmem! Ama ölen bir kadına.
Before I break my promise to a dying woman!
Ölen bir kadına ilaç almak için. Ama sonra Morgan, yolundan çıktın.
To get medicine for a woman who's dying. you went out of your way But then, Morgan.
Ama sonra Morgan, yolundan çıktın ölen bir kadına ilaç almak için.
But then, Morgan, you went out of your way to get medicine for a woman who's dying.
Yıl önce araba patlamasında ölen bir kadına göre çok iyi toparlanmış görünüyorsun.
For a woman who died in a car bomb 20 years ago, you are remarkably well put together.
Gerçek aşkını bulamadan ölen bir kadınla ilgili.
It's about a woman that dies without ever finding her true love.
Neden ölen bir kadının pasaportunu bayrağım?
Why would I flag the passport of a dead woman?
Beni ölen bir kadının kocasına mı ayarlıyorsun sen?
You're setting me up with a dying woman's husband?
Sana aşk için ölen bir kadını göstereceğim.
I will show you a woman who dies for love.
Ölen bir kadının şakalarına gülebilirsin en azından.
The least you could do is laugh at a dying lady's jokes.
Ben de ölen bir kadının kimliğini aldım, adımı değiştirip buraya taşındım.
I bought a dead woman's identity, changed my name, moved here.
Ölen bir kadının odasına mı baktın?
You looked through a dead woman's office?
Ölen bir kadının şakalarına gülebilirsin en azından.
Least you could do is laugh at a dying lady's jokes.
Ölen bir kadının hayatını kurtarmak adına.
For trying to save the life of a dying woman.
Sadece senin için ölen bir kadını düşün.
Think only of a woman who is dying for you.
Bunu ölen bir kadının cesedinden çalıp sana verdi.
He stole it from a dead woman's body to give to you.
Beni ölen bir kadının kocasına mı ayarlıyorsun?
You're setting me up with a dying woman's husband?
Altı üstü çok, çok önceleri ölen bir kadının heykeli.
It's just a statue of a lady who died a long time ago.
O, bu dünyaya birlikte… getirdiğimiz çocuğu korurken ölen bir kadındı.
She was the woman who died protecting the child we brought into this world together.
Results: 20, Time: 0.024

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English