ÖRNEK BIR VATANDAŞ in English translation

model citizen
örnek vatandaş
bir vatandaş modeli
upstanding citizen
dürüst bir vatandaş
örnek bir vatandaş
namuslu bir vatandaş
an exemplary citizen

Examples of using Örnek bir vatandaş in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ben burada size, Daunte Jacksonun örnek bir vatandaş olduğunu söylemiyorum.
Ladies and gentlemen of the jury… I am not here to convince you that Dante Jackson is a model citizen.
Hayır, gidip de son zamanlarda pek örnek bir vatandaş olamamış 14 yaşındaki birine inanacaksın.
No, you're supposed to believe a 14-year-old who hasn't exactly been a model citizen lately.
Hayır, gidip de son zamanlarda… pek örnek bir vatandaş olamamış 14 yaşındaki birine inanacaksın.
Who hasn't exactly been a model citizen lately. No, you're supposed to believe a 14-year-old.
bu teğmenin hayatını incelediğinde, onun örnek bir vatandaş olduğunu, kendisinin şeref madalyasına sahip olduğunu ve Abu Graibe gelmeden önce,
he analyzed the lieutenant's life, and he showed that he was a model citizen, that he had been a decorated officer before he came to work at Abu Ghraib,
Örnek bir vatandaşa benziyor.
Looks like a model citizen.
Evet, tamamen örnek bir vatandaştan bahsediyoruz.
Yep, we're talking model citizen all the way.
Ama nerede? Şu ana kadar komşulardan öğrendiğim kadarıyla Mark Jeffries, örnek bir vatandaşmış.
As far as the neighbors know, mark jeffries was a model citizen.
Sizi temin ederim baylar, David Ershon örnek bir vatandaştır.
David Ershon is an upstanding citizen. Let me just assure you fellas.
Rebecca, ilham verici, örnek bir vatandaşsın ve sana Şehir Anahtarını vermekten büyük heyecan duyarız.
Rebecca. You are an inspiration, a model citizen, and we would be thrilled to give you the key to the city.
Burada örnek bir vatandaşın nasıl… kırmızı gözlü, kana susamış… bir ölüm makinesine… dönüştüğüne tanıklık ediyoruz.
We're witnessing a model citizen here… transformed into a brutal… bloodthirsty killing machine… at the blink of an infected eye.
Sayın Hâkim, karşınızda duran Bayan Maisel… sabıka kaydı olmayan, örnek bir vatandaştır.
An upstanding citizen with a spotless record. Your Honor, Mrs. Maisel is as she appears before you.
Evet, buraya gelerek zamanımı boşa harcadım… sen örnek bir vatandaşsın.- Evet.
Yeah. Well, I guess I wasted my time coming out here… you a model citizen and all.
Sayın Hâkim, karşınızda duran Bayan Maisel… sabıka kaydı olmayan, örnek bir vatandaştır.
Your Honor, Mrs. Maisel is as she appears before you: an upstanding citizen with a spotless record.
Gerçekten örnek bir vatandaş.
A real model citizen.
Ben örnek bir vatandaş değilim.
I'm not exactly a model citizen.
O örnek bir vatandaş değildi.
She wasn't exactly a model citizen.
Aslında çocuk örnek bir vatandaş.
In fact, he's quite the model citizen.
Tom Cheaver adında örnek bir vatandaş.
No-scroll good citizen named Tom Cheaver.
Sadece babamın örnek bir vatandaş olmadığını söylüyorum.
It's like I said, my father's not exactly an upstanding citizen.
İzin verirsen ileride örnek bir vatandaş olurum.
If you do this, I will be a model citizen.
Results: 155, Time: 0.0306

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English