ÖZELLIKLE ŞU in English translation

• especially that
• particularly these

Examples of using Özellikle şu in Turkish and their translations into English

Sakın seni kimse görmesin, özellikle şu sürekli bağıran kaba adamlar.
Don't let anyone see you, especially those mean guys who yell all the time.

Özellikle şu hoş yaratığı.
Particularly this delightful creature.

Özellikle şu kısmı.
Especially this part.

Özellikle şu üçüne iyi bak.
Especially those three.

Özellikle şu iki avukatla.
Especially these two lawyers.

Özellikle şu basık saçlılara.
Particularly those with receding hairlines.

Senden her zaman korktum, özellikle şu gözlerden.
I have always been afraid of you, especially those eyes.

Senden her zaman korktum, özellikle şu gözlerden.
Especially those eyes. I have always been afraid of you.

Bir kısmı engebeli, özellikle şu kayaların orada.
It does get bumpy, especially with those boulders.

Özellikle şu genel merkez sahnesine Kovulduğunuzu öğrenince ağladığınız
Especially that sad H.R. scene where you get fired

Özellikle şu günlerde, kim olduğumuz ve kim olabileceğimizin anımsatılması o kadar da kötü değildir.
Of who we are and who we can be isn't such a bad thing. And particularly these days, when some reminding.

Özellikle şu günlerde, kim olduğumuz ve kim olabileceğimizin anımsatılması o kadar
And particularly these days, when some reminding of who we are

Evet yalnız olabilir tabi, ama özellikle şu günlerde soğuk olduğu söylenemez.
Yeah, it might be lonely, but I would not say cold on this particular day.

Yeah, bazıları benim için yeniydi, Özellikle şu tuvalete oturma konusunda olan.
Yeah, some new ones there for me, especially that one about sitting on the toilet.

Amerikanın tam gün çalışan bir başkana ihtiyacı var ve tam gün çalışan kongreye. Özellikle şu sıralarda.
America needs a full-time president and a full-time Congress particularly at this time.

Özellikle şunu… Bu işaretlerin bazılarını hatırlıyorum.
Especially that one. i do recognize some of these markings.

Özellikle şuna.
Especially that one.

Kıçına şaplak atma iznini size veriyorum. Özellikle şuna.
I give you permission to spank them, especially that one.

Bu işaretlerin bazılarını hatırlıyorum… Özellikle şunu.
I do recognize some of these markings, especially that one.

Özellikle şunu demiş.
Specifically, that one.