Examples of using Özgürce in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Arzularını gece yeterince özgürce izliyorsun.
Durdurulur, Kramer. Belki bir gün domuz-adamlar özgürce dolaştıklarında.
Üniversitemizde sadece özgürce eğlenelim.
Uzaylı bilimi, özgürce paylaşın.
Shard'' ı bize ver, özgürce gidebilirsin.
Huzur içinde ve özgürce yaşasınlar.
Ve sevgi ve şefkatle özgürce kendilerini birbirlerine sundular.
Saint Laurent kadınının hareketleri özgürce ve zarifçedir.
Çocuklar için en iyisi etrafta özgürce oynamaktır.
Oksijen maskelerinizi çıkarıp özgürce nefes alabilirsiniz.
Umarım benim adıma özgürce uçarsın.
Teknolojik gelişim bilginin özgürce takip edilmesini gerektiriyordu.
Gençlerin istediği özgürce yaşamak Alvarez!
Orada özgürce koşabilecek.
Özgürce ifadeni verebilirsin.
Hepsi özgürce hareket ediyor, yine de hepsi tutsak.
Çalılık bölgede özgürce dolaşmalılar. Özgür ve vahşice.
Özgürce yaşa.
Yarın özgürce sokaklarda dolaşacaksınız.
Öyleyse ben de özgürce her gün buraya gelirim.