Examples of using Özgürlükler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu özgürlükler bizim keyfimize verilmedi.
Böyle zamanlarda uğrunda savaştığımız bazı özgürlükler kurban edilmelidir.
Bir de buraya özgürlükler ülkesi derler.
Bu üllkeyi çok seveceksin. Fırsatlar ve özgürlükler ülkesi.
Orada yaşayacağım çünkü dediklerine göre Fransa özgürlükler ülkesiymiş.
Hem de özgürlükler ülkesinde!
Katılabilir miyim? Özgürlükler ülkesi?
Önceden sahip olduğunuz tüm özgürlükler geri verilecek.
Gurur ve özgürlükler ülkesindeyim.
RSF: Demokrasi özgürlükler çiğnenerek korunamaz.
Partinin bölgeselcilik geleneği, İspanyol ulusunun bölgesel özgürlükler üzerine kurulu olduğu 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Ne olduğunu biliyorum sivil özgürlükler. akıp ediliyor polis tarafından kisvesi altında bizi güvende tutmak.
Çünkü, buranın özgürlükler diyarı olduğunu söylediklerinde beni kastettiklerinden oldukça eminim.
Sana fevkalade özgürlükler verdim-- yaratıcılığını keşfetmek dış görevlere gitmek, kişisel ilişkilerini sürdürmek-- ama yeterli değil.
Klasik liberalizm, sivil özgürlükler ve politik özgürlük ile hukukun egemenliği altında temsili demokrasiyi savunan ve ekonomik özgürlüğü vurgulayan liberalizmin bir dalıdır.
Özgürlükler ülkesinde yaşıyorsak… neden bu kadar çok insan kendini uyuşturuyor? Yaşıyor?
Ordu ve ulusun, uğruna canla başla savaştığı özgürlükler en sağlam biçimde garanti edildiğinde o zaman bu ordu geri çekilecek.
Fraser Enstitüsünün hazırladığı 2004 Dünya Ekonomik Özgürlükler raporunda Arnavutluk,
Ordu ve ulusun, uğruna canla başla savaştığı… özgürlükler en sağlam biçimde garanti edildiğinde… o zaman bu ordu geri çekilecek.
Demokratik özgürlükler, kısa süreli olanlar hariç,