Examples of using Üşütük in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yarın görüşürüz Üşütük.
Hadi,'' Üşütük.
Annem üşütük olduğumu düşünüyor. Helena.
Sana üşütük patolog derlerdi, hatırlıyor musun?
Neden üşütük olduklarını söyledin?
Artık ölüsün Üşütük.
Evet, ben-ben-ben sanırım… Senin üşütük olduğunu düşünüyorum.
Işe yarayacak bir şey alabildin mi? Üşütük profesörlerden Harika. Fitz.
Çok eğlenceli. Senin için aşkımız bir kamyon gibi, üşütük.
Bu kız resmen üşütük.
Ne var, seni üşütük?
Işe yarayacak bir şey alabildin mi? Üşütük profesörlerden Harika. Fitz.
Sen'' zebra'' mı dedin? Üşütük.
Senin için aşkımız tıklayan bir saattir, üşütük.
Bu seni yerinde tutar üşütük pire torbası!
Benim üşütük kardeşim gibisin.
Eminim benim gibi üşütük insanlarla dolu bir yerdir.
Üşütük postacı ben neredeysem orada.
Üşütük babasının küçük bebeği.
Üşütük bu evde kimin patron olduğunu biliyor.