ŞEHIRLI in English translation

city
şehir
kent
belediye
urban
şehir
kent
from town
kasabadan
şehirden
kasaba
townie
kasabalı
şehirli
köylü
kasaba züppesi
kasaba
downtown
merkez
şehir merkezinde
şehir merkezi
çarşıya
yuppie
yupi
züppe
genç
şehirli
bir yupi
zengin
uptown
şehir dışına
şehirde
şehrin yukarısına
merkez dışına
yukarı mahalledeki
county
bölge
eyalet
şehir
ülke
country
i̇lçe
kasabası
i̇l
vilayeti
kontluğu

Examples of using Şehirli in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sen de kesinlikle şehirli gibi değilsin.
And you're definitely not a townie.
Rahatla, şehirli.
Relax, townie.
Biz şehirli değiliz.
We're not from town.
Temiz öl, şehirli beyaz adam.
Die clean, white man from town.
Tebrikler. Şehirli bayanlar.
They're ladies from town. Congratulations.
Onu göremedim. Neden bakmıyordun, şehirli beyaz adam?
Why wasn't you watching, white man from town?
Onu göremedim. Niye bakmıyordun, şehirli beyaz adam?
Why wasn't you watching, white man from town?
Şehirli uyuyor… ama kapalı devre TV ayakta.
The cities are sleep… but not the closed circuit TV.
O ve onun şehirli kadınları.
His and hers cities.
Adam şehirli bir borsacı, kadın da.
The guy is a… He's a broker from the city, and the woman is a.
Bu şehirli insanlar yüzünden aç ve fakir kaldık.
We were poor and hungry because of these people from the city.
Tıpkı senin gibi şehirli olan bir stajyere aşık oldu.
She fell in love with a trainee from the city, a guy like you.
Şehirli elbiseleri içindeki iki adam ve bir kadın manzarayı izlemektedir.
Two men and a woman in town clothes gaze in wonder at the view.
Kurbanlarından birisi, onu şehirli kızı olarak tanımlamış ve lüks arabasından etkilendiğini söylemiş.
One of her victims characterized her as a townie impressed by his luxury vehicle.
Şehirli bir kambur.
He's a city hunchback type.
Belki şehirli bir masum olabilir ama kamburlar genelde bizden daha akıllı olur.
He may be a city chump… but hunchbacks are often smarter than us.
Şehirli kelimesi.
It's a city word.
Şehirli kadınlar güzeller değil mi?
Aren't all the women in the city beautiful?
O ve kardeşi şehirli çocuklar, değil mi?
He and his brother… they're city boys, right?
Görmüyor musun şehirli kız burada?
Don't you see there's a lady from the town here?
Results: 574, Time: 0.0368

Top dictionary queries

Turkish - English