Examples of using Ağız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ağız üzerinde çalışıyorduk, hatırladınız mı?
Peki ağız, bir giriş deliği mi? Doğru?
Yok, ağız, dil, dudak ve yanak kanserinden gitti.
Ağız bakterilerin gözüme girdi!
Ağız demek.
Sørvágsfjørður ağız ve Fjallavatn ise göz şeklindedir.
Fransızlar buna'' Ağız eğlencesi'' derler.
Siz fahişeler ağız olayına girmezsiniz sanıyordum.
Ona göz ve ağız çizmiştim, şuna bir baksana.
Katil ağız kapamaya çok hevesli.
Memeler, ağız ve uğrunda ölünecek bir kıç, bu benim işte!
Benim kafamda da ağız gördün mü?
Ve ağız etrafındaki bu derin kırışıklık.
Ağız yoluyla tablet olarak yutulabilir.
Al, iğrenç ağız kokun için… bir şeker.
Sana ağız orgumla bir melodi çalmama izin ver.
Ağız hızı, saniyede 300 m.
Ağız için yetişkin bezi gibi.
Ağız çevresinde köpük yok, demek ki boğulmamış da.
Sanırım bu ağız cinayet silahının bir parçası.