Examples of using Ağızda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet, ağızda tadını bırakıyor.
Ağızda eriyip gidiyor.'' dedin.
Ağızda başka ne erir?
huzursuzluk, ağızda kötü tat.
Burna güzel gelen ağızda zehir olabilir.
Kaz ciğeri ağızda eriyordu.
Neyin nerede olduğunu, nereden geldiğini biliyoruz ağızda yarattığı his… lezzet.
Radyasyon tedavisinin yan etkilerinden biri ağızda yara yapmasıdır.
alakalı mantar -Ne? ağızda da yaşar.
Salgılayan 2 adet var. Ağızda farklı kimyasallar.
Ah, Kıvamı okadar yumaşak ki ağızda dağılıveriyor.
Kes sesini. Şimdi sıra ağızda.
Oldukça ekşi olan meyveler yendikten sonra ağızda biraz kuruluk yapar.
Bu dişler kişi altı yaşına gelene kadar ağızda bulunan tek dişlerdir.
Ağızda ortaya çıkan asit seviyeleri, dişin düşük pHlara hassas özel mineral içeriği sebebiyle dişi etkileyebilir.
Buradaki farklılık, ağızda salgılanan enzimlerin besinin parçalara ayrıldığıdır. Bu sayede sindirim süreci bu şekilde daha hızlı gerçekleşmektedir.
Ek olarak, alkol ağızda bakteriyel aktiviteyi teşvik eden, daha kötü kokulu uçucu sülfür bileşikleri bırakan bir kurutma ajanıdır.
Bu yüzden içi boştur… yalanlarla doludur ve ağızda kötü bir tat bırakır.
yalanlarla dolu… ve ağızda kötü bir tat bırakıyorlar.