Examples of using Ağızlarını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Para. Efendimin adamlarının ağızlarını ve kamışlarını… ıslatmaya yetecek kadar şarap ve fahişe lazım.
Siyah kıyafetlilerdi, siyah bezlerle ağızlarını kapadılar, tekbir getirdiler,‘ gavursunuz,‘ orospusunuz diyerek yumruk
O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak,
O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır,
Ağızlarını tamamen çeşmenin üzerine kapatıyorlar.
Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler,
Beni suçlamak için ağızlarını ardına kadar açtılar: ‹‹Oh! Oh!›› diyorlar, ‹‹İşte kendi gözümüzle gördük yaptıklarını!››!
O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler,
okyanustaki en büyük dişlerdir. O kadar büyüklerdir ki bunlara sahip olanlar ağızlarını bile kapatamazlar.
Tanrım meleklerini gönderdi ve aslanların ağızlarını kapattırdı bana zarar vermesinler diye, masumiyet içindeyim ona karşı.
Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz;( günahtan ve sevaptan yana)
oğlanlar… o küçük ağızlarını kapatıp dinlerler, anladın mı?
Pekala, biliyorsun, herkes konuşur… ama sadece zekiler ağızlarını kullanmazlar, değil mi Lizzie?
Paramparça olmuş cesetlerin yüzüklerini alanları gördük. Biz, piyadeler, altın veya gümüş dişlerini almak için cesetlerin ağızlarını açmak isteyenleri.
askerler gazdan korunmak için ağızlarını, kendi sidiklerine batırılmış çorap ya da paçavra bezlerle kapatırlarmış.
Ağızlarını sıkı tutsunlar.
Ağızlarını açıncaya değin sadece bekle.
Bu yaratıkların ağızlarını incelemek istiyoruz.
Ağızlarını açmalı ve boğulmalılar!
Ağızlarını mobil kreş olarak kullanıyorlar.