AILECE in English translation

• family
• families

Examples of using Ailece in Turkish and their translations into English

Ailece katiller. Daha fazlasının ayrılmak istememesine şaşırdım.
They're a family of killers. I'm surprised more of them don't want out.

Birlikte ailece bir'' şey'' yapabilirdik.
We could all just do, like, a family thing together.

Ailece size teşekkür borçluyuz Ajan Stroud.
Our family thanks you, Agent Stroud.

Ailece daha fazla alçalamayacaginizi saniyordum.
And I thought your family could sink no lower.

Ama ben ailece… bir şeyler yapmak istiyorum.
As a family.- But I want to do something.

Ailece yılbaşı ağacı seçmek için gideceğimiz gün olacaktı.
It was supposed to be the day my family picked out a Christmas tree.

Bu işi ailece halledeceğiz. -Hayır, hayır.
We're gonna do this as a family. No.- No.

Ailece tatile gitmek gibi şeyler yapar mıydınız?
But did you used to do the family holiday type thing?

Ailece daha fazla alçalamayacağınızı sanıyordum.
I thought your family could sink no lower.

Kızı ilk mülakatta, ailece kaldıkları bir otelden bahsetmiş.
His daughter, in her first interview, mentioned a hotel the family stayed at- Excelsior.

Ailece güzel vakit geçirsek olmaz mı?
Or have a good time, like the family we are?

Ailece bar seviyorlar.
That family loves a bar.

Ailece, Stremaduraya taşınmak zorunda kalmıştık.
My family moved to Stremadura for economic reasons.

Ailece birlikte olmak istedim.
I just wanted to be with my family.

Ailece birlikte olmak istedim hepsi bu!
I just want to be with my family!

Ailece muhasebecilik yapıyorlarmış.
His parents were accountants.

Yani ailece.
With the family.

Akşam yemeği ailece yenir.
Dinnertime is family time.

İşte bu da divan, ailece sosyalleşmek ve rahatlamak için.
And this here's the divan, for socialisin' and relaxin' with the family unit.

Bu akşam ailece yiyeceğiz.
No. It's family night.