ALÇALTICI in English translation

humiliating
aşağılamak
rezil
küçük düşür
utandır
degrading
rezil
aşağılamak
küçük düşürmeye
alçaltacaktır
demeaning
küçük düşürmek
abasing
rezil
alçaltacaktır
ignominious
alçaklık
alçaltıcı
yüz kızartıcı
hazırlamıştır
aşağılatıcı
rezil
vardır
disgraceful
utanç verici
rezil
alçaltıcı
aşağılatıcı
ayıp
kepazelik
debasing

Examples of using Alçaltıcı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yalvarma, Marta. Çok alçaltıcı.
Don't beg, Marta. it's degrading.
Başarırsanız da çok sıradan. Eğer başaramazsanız alçaltıcı.
It's humiliating if you fail, and commonplace if you succeed.
Ayrıca kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
The punishment for disbelievers is ignominious.
Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
The punishment for disbelievers is ignominious.
Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
There is shameful punishment for them.
Kafirlere alçaltıcı bir azab vardır.
The punishment for disbelievers is ignominious.
Bu çok alçaltıcı.
Bunun üzerine, kazandıkları yüzünden, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
So the lightning-bolt of the punishment of humiliation seized them on account of their misdeeds.
Bu çok alçaltıcı.
This is demeaning.
Bu alçaltıcı.
It's demeaning.
Niye?- Bunu alçaltıcı buluyor?
She finds it undignified.- Why not?
Bu çok alçaltıcı.
It's demeaning.
Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz.
Now this Day you shall be requited with humiliating punishment, because you were arrogant in the land without justification, and because you acted rebelliously.
Alçaltıcı azabın kime geleceğini ve kimin kalıcı azaba mahkum olacağını yakında bileceksiniz.
You shall know to whom a degrading punishment will come, and upon whom an everlasting punishment will fall.
İşte öyleleri için alçaltıcı bir azab vardır.
for such there will be humiliating torment.
Kendine saygını geri kazanman ve bu alçaltıcı… durumdan kurtulman için tek gereken on iki… dolarsa umursayacak birinden iste.
For you to regain your self-respect then ask someone who cares. and get out of this demeaning position, Oh, AI, if all it will take is $12.
Şehvet hariç insanın tüm açlığının son derece alçaltıcı olduğunu anlama vaktin geldi artık.
It's time you realize that all human appetites are profoundly degrading… with the exception of lust.
Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azab yıldırımı onları yakaladı.
so the thunderbolt of humiliating punishment seized them for what they used to earn.
Kendine saygını geri kazanman ve bu alçaltıcı… durumdan kurtulman için tek gereken on iki… dolarsa umursayacak birinden iste.
If all it will take is $12 and get out of this demeaning position, for you to regain your self-respect then ask someone who cares.
Ama bir oğlanın kız gibi görünmesi alçaltıcıdır çünkü kız olmanın alçaltıcı olduğunu düşünüyorsun.
But for a boy to look like a girl is degrading…'cause you think that being a girl is degrading.
Results: 156, Time: 0.0409

Top dictionary queries

Turkish - English