Examples of using Alçaltıcı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalvarma, Marta. Çok alçaltıcı.
Başarırsanız da çok sıradan. Eğer başaramazsanız alçaltıcı.
Ayrıca kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Kafirlere alçaltıcı bir azab vardır.
Bu çok alçaltıcı.
Bunun üzerine, kazandıkları yüzünden, alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı.
Bu çok alçaltıcı.
Bu alçaltıcı.
Niye?- Bunu alçaltıcı buluyor?
Bu çok alçaltıcı.
Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz.
Alçaltıcı azabın kime geleceğini ve kimin kalıcı azaba mahkum olacağını yakında bileceksiniz.
İşte öyleleri için alçaltıcı bir azab vardır.
Kendine saygını geri kazanman ve bu alçaltıcı… durumdan kurtulman için tek gereken on iki… dolarsa umursayacak birinden iste.
Şehvet hariç insanın tüm açlığının son derece alçaltıcı olduğunu anlama vaktin geldi artık.
Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azab yıldırımı onları yakaladı.
Kendine saygını geri kazanman ve bu alçaltıcı… durumdan kurtulman için tek gereken on iki… dolarsa umursayacak birinden iste.
Ama bir oğlanın kız gibi görünmesi alçaltıcıdır çünkü kız olmanın alçaltıcı olduğunu düşünüyorsun.