Examples of using Anlatsana in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Anlatsana, Tomas.
Hikayeni anlatsana, Ollie.
Anlatsana. Erkek arkadaşın mı var?
Lily anlatsana, Emma ile nasıl tanıştınız?
İcra memurlarını anlatsana, baba.
Bana anlatsana sorun ne?
Anlatsana Edie. Kazandığın bütün bu paralarla ne yapacaksın?
Arkadaşın Charlieyi anlatsana. Öyle mi?
Anlatsana. Babam,
Anlatsana. Adamın Red Birchte benden önce silah çekti.
Anlatsana. Adamın Red Birchte benden önce silah çekti.
Anlatsana, Russ. Birkaç bira ısmarlarsanız anlatır.
Hain İmlerin nasıl öldürüldüklerini anlatsana bir daha. Çok şükür!
Hain İmlerin nasıl öldürüldüklerini anlatsana bir daha. Çok şükür!
Anlatsana. İlk defası en zorudur.
Anlatsana! Bayım,
Anlatsana! Bayım, onun hiçbir suçu yok, bırakın gitsin lütfen!
Anlatsana. İşini seviyor musun Harry?
Evet, anlatsana.- O kim?
Anlatsana. İşini seviyor musun Harry?