Examples of using Asarken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir kemer. bunu giymiştim. Kendimi asarken tişörtümün altına.
Harrisin kurtarılacağını bilmek iyi bir duygu.- Çok güzel, çünkü insanlar… birbirlerinin kafalarını kesip kulaklarını boyunlarına asarken.
Nerede? Gemi direğini asarken kaslarını zorlamış, yattı dinleniyor.
Kanocu Saso Popovski Olimpiyat Köyündeki balkonundan aşağı birkaç Makedon bayrağı asarken, bunu yasaklanan Tibet bayrağıyla karıştıran Çinli yetkililer bayrakları kaldırmasını istediler.
Bir seferinde, sadece ben… kıyafetleri ipe asarken, beni izlemek için para veren bir madenci vardı.
Bir seferinde, sadece ben kıyafetleri ipe asarken, beni izlemek için para veren bir madenci vardı.
Catherine Elizabeth Tolkie seni Öğrenci Birliğinde Bahar Şenliği için poster asarken gördüğüm an âşık oldum sana.
Düşünmeden, hareket etmeden. Sadece resimleri asarken güzel karım için… Tanrıya teşekkür ederken.
Bizler sığır ve at hırsızlarını asarken, otlaklarımızı elimizden alanları niye vurmayalım?
Ayakkabı numarası ve izi Keenanın güya kendini asarken kullandığı sandalyedeki izle aynı.
Bunu söylemeni umuyordum. Çünkü dün gece duvar resmini asarken, senin karışık meyveli dondurmanın yarısını yedim.
Ben ve annem The Hubdan dondurma alıyorduk ki… Donnayı Casey ile okulu asarken yakaladık.
Dedem niye terasta usturayla otururdu, şimdi anlaşıldı. Ninem çamaşırları asarken.
Fotoğrafımı asarken fotoğrafımı çek. Gel.
Uçaklar geldiğinde çamaşır asarken resmini çekerlerse.
Onu doktorun şapkasını askılığa asarken gördüm.
Hayır, sen resmi asarken odadan ayrıldı, Basil.
Bu Keenan ın kendini asarken kullandığı iddia edilen sandalyenin resmi.
Dahası, bir arkadaşı da Teresa Venerdiyi Dr. Vignalinin şapkasını asklığa asarken görüğünü söylüyor.
Dün gece de ağlıyordun. Çünkü önce öğretmenin çağırdı, seni okulu asarken yakaladık.