ASLA BULAMAZSINIZ in English translation

you will never find
asla bulamazsın
hiç bulamayacaksın
hiçbir zaman bulamayacaksın
asla bir çıkar yol bulamazsın
you would never find
asla bulamayacağını
hiç bulamayacağını

Examples of using Asla bulamazsınız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beni asla bulamazsınız! Ama ben sizi bulurum…
You will never find me, but I will find you…
Hayır, hatalıyım bayan, o trençkotu asla bulamazsınız Kırık porselen tamir ed.
He mends broken chi… No, I'm wrong miss, you will never find that coat.
Bu fazla geldiyse unutmayın, ben ölürsem o denizaltı parçasını asla bulamazsınız.
You will never find that sub part. But if that's too much, remember, if I die.
ben ölürsem o denizaltı parçasını asla bulamazsınız.
remember, if I die, you will never find that sub part.
yalanlarla örtülmüşse,… adaleti asla bulamazsınız, adaleti sağlayamazsınız ve… dolayısıyla hiçbir şeyi telafi edemezsiniz.
if the truth is hidden or obscured by distraction or lies, you will never find justice, you will never achieve justice.
Federasyon üssünü de asla bulamazsınız. Ben anılarımı, siz Senna Talın mesajını alamazsınız.
I don't get my memories, you don't get Senna Tal's message and you never find Federation headquarters.
Ve gerçeklerin üstü oyalamalar, dikkat dağıtmalar ve yalanlarla örtülmüşse,… adaleti asla bulamazsınız, adaleti sağlayamazsınız ve… dolayısıyla hiçbir şeyi telafi edemezsiniz.
You will never find justice, you will never achieve justice, and therefore… you will never fix what happened to Charlie Dodson. And if the truth is hidden or obscured by distraction or lies.
Sakladım, asla bulamayacağın bir yere hem de.
I have hidden it, somewhere you will never find it.
Şimdi onu asla bulamayacağın bir yere sakladım.
Now it's hidden where you will never find it.
Asla bulamayacağın bir yere.
Somewhere you will never find her.
Onu asla bulamayacağınız bir yerde.
Someplace you will never find him.
Onları asla bulamayacağın bir yerdeler.
Where you will never find them.
Asla bulamayacağın bir yere.
Someplace you will never find her.
Asla bulamayacağın bir yerde.
Somewhere you will never find.
Asla bulamayacağın bir şeyi arıyorsun komutan.
You look for something you will never find, Tribune.
Asla bulamayacağınız gizli uzak bir yerde.
Hidden away in a place you will never find.
Asla bulamayacağın bir yerde.
Somewhere where you will never find her.
İnan bana, beni asla bulamayacağınız şekilde kaçmayı biliyorum.
And believe me, I know how to leave so you will never find me.
Asla bulamayacağınız ♪.
You will never find♪.
Çünkü bende nereye sakladığımı asla bulamayacağın bir şey var.
Because I got something you want, hidden somewhere you will never find.
Results: 65, Time: 0.0332

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English