Examples of using Atomu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Daha da yaklaştıkça, manyetizma öyle yoğun bir hal alırdı ki… vücudunuzdaki her atomu vücudunuzdan söker alırdı.
birden fazla karbon atomu ve biraz da… klor ve/veya flor atomundan oluşuyorlardı.
Bunlara kloroflorokarbon ya da CFC deniyordu… çünkü bir ya da birden fazla karbon atomu ve biraz da… klor ve/veya flor atomundan oluşuyorlardı.
Yani bu bir amino asidin iskelet diyagramıdır… azot atomu ile bağladım ki o da burada, gümüş.
Her biri, DNAdan geçen eşsiz bir yolu keser. Zamanla, sayısız karanlık madde parçacıkları sayısız altın atomu itecek.
Fizikteki yeteneği atomu keşfeden büyük fizikçilerle özellikle Niels Bohr ile Kopenhag Weisskopf enstitüsündede çalışmasını sağladı.
Başımdaki her karbon atomu gezegendeki her canlı şeydeki karbon atomu ölmekte olan bir yıldızın çekirdeğinde üretildi.
Herşeyden önce, bir eka-alüminyum atomu değeri 68 olan atom ağırlığına sahiptir, yani bir hidrojen atomundan 68 kez daha ağırdır.
Bilimadamlari atomu, maddenin özüne dogru, derinlemesine incelediklerinde,
Einstein ve de Broglienin atomu geleneksel yolla açiklamalarina ragmen radikaller,
Dört hidrojen atomu, üçgen piramitin dört köşesi,
Tanrı atomu milyonlarca ton taşın altına Amerika atomu ayırsın
Biz geçmişi araştırmasak şen atomu öğrenemezdin.- Eski kemikler mi?
Biz geçmişi araştırmasak şen atomu öğrenemezdin.- Eski kemikler mi?
Burnham ve Spock atomu parçalara ayıracaklar. Eğer birimiz gitmesine izin vermezse.
Burnham ve Spock atomu parçalara ayıracaklar. Eğer birimiz gitmesine izin vermezse.
Yakında, bir gün… belki atomu bile, insanoğlu inanılmaz enerjileri kontrol edebilecek.
Yazdığım haliyle, elimde bir alüminyum atomu artı iki oksijen atomu var, değil mi?
iki alüminyum atomu ve üç oksijen atomu elde ediyorum.
Bu doğruysa, gerçekten maddeyi yumuşatabiliyorsanız, bu teorik olarak atomu küçültebileceğiz anlamı taşımıyor mu?