Examples of using Büfenin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Büfenin meyve siparişini götürüyordum.
Herkes büfenin yanında.
Tuvalet orada, büfenin arkasında.
Çok komik. Ben olsam büfenin yanında derdim.
Bir dakika, ne zamandan beri büfenin diğer tarafından yer oldun?
Sonra da büfenin arkasına bir delik aç. Benim için oraya sahte bir duvar ör.
Sonra da büfenin arkasına bir delik aç. Benim için oraya sahte bir duvar ör.
Bunu bırakabilirsen. Çocuklara büfenin veya binek vagonlarının yakınında hiçbir yere izin verilmiyor.
Kocama bu ortaklıktan çıkmasını söylemiştim o ise büfenin önünde durmuş 3 yaşında çişini keşfetmiş çocuklar gibi sırıtıyor.
O küçük tatlı fotoğrafını da al, Yoldaş Pollacka götür, ve onu büfenin isminin Ronal Reagan olması için ikna et.
Hiçbir şey. Elbisesinin geri kalanı nerede acaba? Büfenin orada dururken… kadınlardan birinin şey dediğini duydum.
okulun karşısındaki büfenin sahibi, kantin işletmecisi,
Seramoniden sonra büfeyi açacağız… Şaraplı tavuk ve vejeteryanlar için pasta olacak.
Büfeyi gördün mü?
Sence burada büfe var mıdır?
Umarım büfeleri vardır.
Yiyecekler çok lezzetli. Büfe var.
Büfemiz çok popülerdir.
Oh, Tanrım hayır… Büfe kapanmıştır.
Annemin Noel büfesinde dahası da var.