BÜYÜKBABANIZ in English translation

your grandfather
büyükbaban
dedenin
büyük baban
grandpa
büyükbaba
dede
büyük baba
deden
your granddad
büyükbaban
büyük baban
dedenle

Examples of using Büyükbabanız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tıpkı büyükbabanız Harolda benziyorsunuz.
You look just like your grandad, Harold.
Kızlar, bu büyükbabanız. Kızlar?
Girls. Girls? This is your grandfather.
Neyse, büyükbabanız arabasıyla ona çarptı…
Anyway, your Grandpa hit him with the car
Büyükbabanız adınızı hiç öğrenemeyecek.
Your grandpa will never learn your name.
Efsaneye göre büyükbabanız Edwin sadece bir kalkan olduğunu tespit etmiş.
Ascertained that it was only a shield. Legend has it your grand-father Edwin.
Büyükbabanız emekli generalmiş
Granddad retired as an admiral
Büyükbabanız mezuniyet sınavına mı gitti Bayan Essie?
Did your grandpa go to the graduation exercises, Miss Essie?
Büyükbabanız iyi.
Grandpa's fine.
Kızlar, bu büyükbabanız.
Girls. This is your grandfather.
Ama bize hiç büyükbabanız olduğundan bahsetmemiştiniz.
But you never even told us you had a grandfather.
Sadece mahkemede büyükbabanıza karşı kullanmak için biraz kanıt bakıyorum. Büyükbabanız için.
I'm just lookin' for some evidence for my trial against Pop-Pop… for Pop-Pop..
Elveda, Büyükbabanız.
Farewell, your grandpa.
Bayan Preston, büyükbabanız çok hasta.
Miss Preston… your grandpa is pretty sick.
Kızlar? Kızlar, bu büyükbabanız.
Girls. Girls? This is your grandfather.
Ve onu eve getirdi. Herneyse, Büyükbabanız ona çarptı.
Anyway, your Grandpa hit him with the car and brought him into the house.
Bayan Preston, büyükbabanız çok hasta.
Your grandpa is pretty sick. Well, Miss Preston.
Hastaneden kaçtı.- Büyükbabanız kaçtı.
Your Grandpa has escaped. He fled the hospital.
Babam değil. Özür dilerim. Büyükbabanız.
I'm sorry.- He's not my dad.
Büyükbabanız Katowanın 200 yıl önce Kızılderililere Dünyadan ayılırken liderlik ettiğini öğrenmek çok ilginçti.
I was very interested to learn that your grandfather, Katowa, was the man who first led the group of Indians from Earth 200 years ago.
Büyükanneniz ve Büyükbabanız bu evi alırken bize para verdikleri için onlara bunu geri ödemek için evi satmamız gerekiyor.
Grandma and Grandpa have money invested in this house. We need to sell it to pay them back.
Results: 133, Time: 0.0303

Büyükbabanız in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English