BAĞIMSIZ OLARAK in English translation

independently
bağımsız olarak
ayrı olarak
as an independent
irrespective
bakmaksızın
bağımsız olarak
olursa olsun
olsun
separately
ayrı ayrı
ayrıca
freelance
serbest
bağımsız
bagimsiz yazar
as dependents

Examples of using Bağımsız olarak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bağımsız olarak seçimlere katılmaktan bahsediyordun. Kendi kanımı vermem gerekecekse başarı şansımızın yüksek olması gerekli.
You were talking about running as an independent, so if I have to give you my own blood, we at least need a good chance of success.
Tetik pimleri bağımsız olarak gönderiliyor, edinilmeleri zordur.- Pimlerin varsa, roketlerin de vardır.
So the trigger pins are often shipped separately, and they're hard to come by, so if you have the pins, you got the rockets.
Karşılaşmalar( milli orijininden bağımsız olarak) Ermenistan pasaportlulara
The Games are open to Armenian passport-holders(irrespective of national origin)
Bako Sahakyan bağımsız olarak yarıştı ve% 85 oy oranı ile seçimi kazandı.
Bako Sahakyan ran as an independent and won the elections with 85 percent of the votes.
Dahası, memelilerden bağımsız olarak ancak neredeyse aynı dönemde evrimleşen dinozorlardan evrimleşmiş kuşların oldukça gelişmiş bir limbik sistemi vardır.
Further, birds, which evolved from the dinosaurs, which in turn evolved separately but around the same time as the mammals, have a well-developed limbic system.
Seyf, 1994 yılında Suriye Parlamentosuna bağımsız olarak girdi ve yeniden 1998 yılında seçildi.
Seif was elected to the Parliament of Syria in 1994 as an independent and again in 1998.
Acı çekenin ırkına, cinsiyetine veya türünden bağımsız olarak.
should be prevented or minimized, irrespective of the race, sex, or species of the being that suffers.
ya… kurallara uyabilir ya da bağımsız olarak adaylığını koymaya devam edebilir ve Jamesin alçak hesaplarını dünyanın geri kalanıyla.
fall in line or she can continue to run for office as an independent and read James' sordid account in the"Times.
Altı ila 13 yaşlarındaki çocuklar ağa bağlı bir ortamda kendi kendilerine öğretebilirler, ölçebileceğimiz herhangi bir şeyden bağımsız olarak.
We found that six- to 13-year-olds can self-instruct in a connected environment, irrespective of anything that we could measure.
Aralık 1924teki, Türkiye Büyük Millet Meclisi için Bursada düzenlenen ara seçimde Nureddin Paşa bağımsız olarak, Halk Partisinin adayını yenerek milletvekili seçildi.
In December 1924, a by-election of the Grand National Assembly of Turkey was held in Bursa, Nureddin Pasha stood as an independent and defeated the candidate of the People's Party.
hemen hemen herkes genetik düzenlerinden bağımsız olarak genlerini aktarmaya yetecek kadar uzun süre yaşayabiliyor.
our medicine and sanitation, almost everyone, irrespective of their genetic make-up, can survive long enough to pass on their genes.
sağ DISY partisinin önde gelen üyelerinden biri olmasına karşın bağımsız olarak yarışıyor.
is a leading member of the right-wing DISY party, but is running as an independent.
hiçbir parti desteği olmadan bağımsız olarak% 30un üzerinde oy aldı.
won over 30% of the vote, but as an independent, had no party backing.
İbrahim Tatlıses iktidar partisi AKPnin yaklaşan seçimlerdeki listesinde yer almamasına karşın, seçimlere bağımsız olarak katılacak.
Ibrahim Tatlises didn't appear on the ruling AKP's list for the upcoming elections, but he will throw his hat into the ring as an independent.
Te, görünüşe göre Avarlardan bağımsız olarak şef Chatzon liderliğinde bir Slav kabileleri koalisyonu Selanike saldırdı, ancak başarısız oldu.
In 615, a coalition of Slavic tribes under chief Chatzon, apparently independent of the Avars, attacked Thessalonica, but failed.
Çünkü eğilimimiz dünyanın kendi deneyimimizden bağımsız olarak zaten bulunduğudur. Değil işte.
It's so difficult… because our tendency is that the world is already out there… independent of my experience.
Bu yeni kanıttan bağımsız olarak iddiamız davalının savunmasız
Irrespective of this new evidence, it is our contention that
Yılının Kasım ayında, Çin Galileo yerine bağımsız olarak Beidou uydu konumlandırma sistemini geliştirme kararı aldı.
In November 2006, China opted instead to upgrade BeiDou navigation system, its then-regional satellite navigation system.
Galvaninin tezine göre elektrik impulsları sıvılardan bağımsız olarak sinirler boyunca insan gözünün göremeyeceği şekilde iletiliyordu.
Galvani's thesis was that electrical impulses are carried along the nerves by an independent system of fluids, invisible to the human eye.
İran önemli müttefiklerinden ve bölgede bağımsız olarak petrol üreten son ülkelerden biri.
Iran is one of their key allies, one of the last independent oil producers in the region.
Results: 286, Time: 0.0341

Bağımsız olarak in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English