BAĞIRSAKLARIMI in English translation

guts
bağırsağı
içimden
içgüdüsel
bağırsak
karnından
göbeği
cesaretini
intestines
bağırsağı
bağırsak
my bowels
bağırsağım

Examples of using Bağırsaklarımı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
traş olmaya her yemekten önce elimi yüzümü yıkamaya ve bağırsaklarımı boşaltmaya adayacaktım.
shave my beard, wash my hands and face before each meal, evacuate my bowels with regularity.
Hayır, olamaz. Aynada kendime baktığım için… kendi bağırsaklarımı çıkardığım… korkunç bir ölüm mü yaşayacağım?
Where I pull my own guts out Am I gonna suffer a horribly excruciating death Oh… no. because I looked at myself in the mirror?
Hayır, olamaz. Aynada kendime baktığım için… kendi bağırsaklarımı çıkardığım… korkunç bir ölüm mü yaşayacağım?
Oh… no. Am I gonna suffer a horribly excruciating death because I looked at myself in the mirror? where I pull my own guts out?
Bağırsaklarımı yaktı, ama Heavy üzerindeki etkisinden emin değilim, yararlı olacağını umuyorum.
Cook my intestines, not sure about the effect on Heavy, but could be useful.
Sonra bağırsaklarımı tekrar içeri tıktım yaramı koli bandıyla tutturdum ve sürünerek yolumu buldum.
Then I stuffed my intestines back inside, duct-taped myself shut, and humped my way out.
Bağırsaklarımı çıkarsın demen pek akıllıca değildi.
And pull your guts out if Orm doesn't become a man of honor.
Hayır. O halde gecenin bir yarısı bir kurşunun… bağırsaklarımı bulmasından endişenmem gerekmiyor mu?
Then I don't have to be worried about a bullet No. findin' my innards in the middle of the night then?
bir üçüncüsü dalağımı deldiğinde mi? bıçak bağırsaklarımı bulduğunda.
when the knife found my small intestines.
bir üçüncüsü dalağımı deldiğinde mi? ya da bir ikincisi böbreklerimi tırmaladığında bıçak bağırsaklarımı bulduğunda.
the second one that nicked my kidneys when the knife found my small intestines.
Ayrıca, sebzelere karşı bir sürü besin alerjim var. Bağırsaklarımı çok rahatsız ediyorlar.
Also, I have all these food allergies to vegetables… which give me serious intestinal distress.
Şimdiki mesleğimde kalacağım. Sırf bağırsaklarımı açmak için 3 sene okulda sürünen bir ezik tarafından ellenmek için yaşlılıktan ölüp de buraya gelene kadar işimi yapacağım.
I'm just gonna stay at my current job until I get old and die and then end up here being embalmed by some weirdo who had to go to school for three years just to cut my guts open.
Hadi, balık bağırsakları kenara küremede bize yardım edebilirsin.
Come on, you can help us shovel fish guts over the side.
Tıpkı tavuğun kalçası, bağırsağı ve iç organları gibi.
Sticky like the chicken's thighs, the guts and innards.
Ben buna'' pornocunun bağırsakları duvara karşı'', diyorum Şef.
I call this"Pornographer's Guts Against The Wall", Guv.
Ya da bir kızın bağırsakları sökülürken ki çığlıklarını?
Or listen to a girl scream as you rip her guts out?
Veya karışmış bağırsakları hiç yok Çünkü bunu hiç yapmadı.
Or there's no guts involved because he didn't do it.
Eğer bağırsakları doldurabilirsen, büyük miktarda mal taşıyabilirsin.
If you fill up the guts, you can insert a sizable amount.
Bütün gün inek bağırsağı ve domuz sümüğü temizliyorum orada!
I sweep up cow guts and pig snouts all day,!
Bağırsakların içeride olup olmadığını mı kontrol edecek?
And check that the guts are still in?
Birazdan Türk bağırsağı içinde yuvarlanıyor olacaksın.
Soon you will be wallowing in split Turkish guts.
Results: 44, Time: 0.0263

Top dictionary queries

Turkish - English