BAŞBAKANINI in English translation

prime minister
başbakan
premier
başbakan
başkan
ilk
prömiyer
galası

Examples of using Başbakanını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ulu önderimiz ve başbakanımız o Devrimden bu yana bize yol göstermiş.
He's our great leader and prime minister who's guided us since the Revolution.
Bu davanın başbakanla hiçbir ilgisi olmadığını söylemek istiyorum.
I want to say that this case has nothing to do with the prime minister.
Başbakanım.- Savaş bakanından… bize katılmasını istedim.
Prime Minister. I have asked the minister for war to join us.
Neden Başbakanım? Beni öldürmek isteseydi çoktan yapmıştı.
Prime Minister, why? If he wanted to kill me, he already would have.
Başbakanım… arzu ve saplantı da… baş ağrılarının sebebi olabilir.
Prime Minister, can also cause of headaches desire and obsession.
Başbakanla görüşmek istiyorum lütfen. Alo?
I would like to speak to the Prime Minister, please. Hello? Hello?
Alo, başbakanla görüşmek istiyorum lütfen. Alo?
Hello. I would like to speak to the Prime Minister, please. Hello?
İyi günler Başbakanım!- Lord Arlie!
Good afternoon, Prime Minister, it's my job to organise Lord Airlie!
Ben lord Airlie. başbakanla görüşebilir miyim lütfen?
This is Lord Airlie, may I speak with the Prime Minister, please?
Başbakanla konuşmak istiyoruz. Başbakan Rabin!
Prime Minister. We want to speak to the Prime Minster!
Başbakanının, kendi gizli servisinden sır sakladığının ortaya çıkması hakkında.
On discovering his Prime Minister hides secrets from his own security service.
Derhâl Başbakanla konuşacağım ve onu haberdar edeceğim.
And inform him of the news. I will speak to the prime minister immediately.
Başbakanımız, tüm kadınların ifadelerini usulen gözden geçirdi!
All the women's testimonies. The Prime Minister duly reviewed!
Bay Yadav, Başbakanla görüşmeme bile izin vermediniz.
Mr. Yadav, you didn't even let me meet the Prime Minister.
Başbakanımız bizzat onunla bir ticaret anlaşmasını görüşüyormuş.
The prime minister is personally negotiating a trade deal with him.
Başbakanla konuşuyordum.- Ah, anladım.
I was talking to the Prime Minister. Oh, I see.
Çok güzelsiniz! Başbakanım, çok güzelsiniz!
Prime Minister, you're so pretty! You're so pretty!
Çok güzelsiniz! Başbakanım, çok güzelsiniz!
You're so pretty! Prime Minister, you're so pretty!
Karadağ Başbakanına Barış Ödülleri Verildi.
Montenegrin Prime Minister Wins Peace Awards.
Japon başbakanına suikast düzenledin.
You have assassinated Japan's prime minister.
Results: 48, Time: 0.037

Top dictionary queries

Turkish - English