BAKANIN in English translation

of the beholder
bakanın
the reichsminister
bakanın
secnav's
looking
göz
bakmak
bakış
görünmek
bakın
dinle
bakin
the chancellor
şansölye
başkan
başbakan
rektör
the ministry's
bakanlık

Examples of using Bakanın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bazıları, İsmaele bakanın Tanrı olduğuna ve onu kendi canavarı yaptığına inanır.
Some believe it was God who looked upon Ismael… and transformed him into His beast.
Bakanın size oğlum diye seslendiğini duydum sanırım.
I thought the Reichsminister called you"son.
Bakanın size oğlum diye seslendiğini duydum sanırım.
The Reichsminister called you"son. I thought.
Bakanın erken çıkması gerekti ama bir araba seni bekliyor.
But he has a car waiting for you. The Reichsminister had to leave early.
Bakanın erken çıkması gerekti ama bir araba seni bekliyor.
The Reichsminister had to leave early, but he has a car waiting for you.
Bakanın tarafından biri bize yardımcı olabilirse.
Only if someone on the Minister's side could help us.
Marwanın bakanın nerede olduğunu böyle öğrenmiş.
That's how Marwan knew where Heller was yesterday morning.
Bakanın emriyle, Wei Huairei tutuklayın!
Order from the minister, take Wei Huaire!
Bakanın evinden çalmak için kusursuz bir planım var.
I have a foolproof plan… of stealing at the minister's house.
Bakanın cinayetinin kayıtları burada.
Here's the minister's murder recording.
Bakanın sorgusunda bir sonuç var mı diye bakacağım.
I will see if there's any progress with the minister.
Bakanın bilgisinde bulunan bütün şifre ve yetkileri değiştirdik.
We have changed all the codes the secretary has knowledge of.
Ya bakanın karısının senin için deli olduğu.
And that a Minister's wife was crazy about you.
Bu, bakanın ilk resmi gezisi.
It's the minister's first official trip.
Bakanın Harvardda bir laboratuvarı var. Bizim Dr. Bishopunki gibi.
The secretary has a lab there at Harvard just like my Walter bishop on the other side.
Bakanın, şu aptal İselin hakkında talihsiz açıklamalar yapmasına izin verdin.
You permitted the secretary to make unfortunate remarks to that idiot.
Bakanın da eski bir arkadaşı zaten.
He's an old friend of the minister's.
Bernard, Bakanın ana hedefi nedir?
Bernard, what's the Minister's main point?
Siz, ben ve bakanın anlaşmazlık içinde olduğu çok bariz bir şekilde ortada.
Obviously you and I and the secretary Have a fundamental disagreement here.
Dvir Oded, Bakanın Hukuk Danışmanı
Dvir Oded, the Ministry's legal advisor,
Results: 621, Time: 0.0362

Top dictionary queries

Turkish - English