Examples of using Baksana in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zamanımız tükeniyor. Z baksana, Art3mis bana kızdı mı?
Borgesin koğuşunda kimse var mı diye baksana. Evet patron.
Baksana. Güzel bir midilli, değil mi?
Sana yakıştı. Greizman, baksana!
Baksana ufaklık! Boyun sikim kadar bile değil.
Suça karşı savaşımdaki en yeni aletim. Şuna baksana.
Ne durumda, bir baksana. İyi. Benim temporal lobum.
Baksana Osorio, artık Trump başta olduğuna göre altına sıçıyor olmalısın.
İtfaiye şefine göre, neredeyse… Yo, şuna baksana.
Bir şey daha var, baksana.
Baksana, burada daha çok 100 dolarlık olmalı.
İtfaiye şefine göre, neredeyse… Yo, şuna baksana.
Şu kızın ona nasıl baktığına baksana.
Baksana, dersten çıktıktan sonra seni arayacağım.
Şu da emniyeti. Şuna baksana.
Bir baksana.
Baksana Dougie, odanda sızabilir miyim?
Almanyadaki doktor bana bir şişe sert içki vermişti. Çantama baksana.
Benim temporal lobum ne durumda, bir baksana.
Baksana, bundan hiç sıkılmıyor musun?