Examples of using Basketbol maçına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama Benjyi basketbol maçına götürdü demiştin.
But you said he took Benjy to the basketball game.En azından birlikte basketbol maçına gidiyoruz.
At least, we're going to the basketball game together.Cuma günü basketbol maçına gitmiyoruz çünkü Micaha sordum
We're not going to the basketball game on Friday, because I asked Micah to goLerde bir üniversite basketbol maçına şike karıştırmakla suçlandı ama hüküm giymedi.
He was charged, but never convicted of fixing a college basketball game back in the'80s.Pazar günkü basketbol maçına çift kişilik biletim var. Ben bir dahiyim.
I have got a couple of tickets to the Sunday basketball game. I'm a genius.Lerde bir üniversite basketbol maçına şike… karıştırmakla suçlandı ama hüküm giymedi.
Back in the'80s. He was charged, but never convicted of fixing a college basketball game.Rajneesheeler yüzünden yaşadığımız onca şey, bir futbol ya da basketbol maçına benziyor.
This whole thing that we endured with the Rajneeshees, it's-- It's similar to a football or basketball game.Dün gece ben de hasta kızıma bakmak yerine kadınlar basketbol maçına gitmeye karar verdim.
LAST NIGHT I DECIDED TO GO TO A WOMEN'S BASKETBALL GAME INSTEAD OF TAKING CARE OF MY SICK DAUGHTER.Bir limuzinin içinde, basketbol maçına dört bilet ile dönüyorlar ve OBrien ve Murphy diye çağırılmak istiyorlar.
They come back in a limo with four tickets to the basketball game and wanna be called O'Brien and Murphy.Bir limuzinin içinde, basketbol maçına dört bilet ile dönüyorlar… ve OBrien ve Murphy diye çağırılmak istiyorlar.
And wanna be called O'Brien and Murphy. They come back in a limo with four tickets to the basketball game.Burada kalıp sohbet etmeyi isterdim ama basketbol maçına geri dönmem gerekiyor.
I'm in the middle of a basketball game, although I would love to stay and chat.biri senin cenazene zorla gelirse ve aslında basketbol maçına gitmek istiyor olsa nasıl hissederdin?
someone came to your funeral because someone else made'em, And what they really wanted to do was be at a basketball game?Ve kendilerine OBrien ve Murphy denmesini istiyorlar. Bir limuzinin içinde, basketbol maçına dört bilet ile dönüyorlar.
They come back in a limo with four tickets to the basketball game… and wanna be called O'Brien and Murphy.Kendimi berbat hissediyorum. Ben de… Ben de muhtemelen dün gece basketbol maçına gitmedin diye düşünüyordum.
I feel terrible. I was thinking-- l was thinking that you probably didn't go to a basketball game last night.Burada kalıp sohbet etmeyi isterdim ama basketbol maçına geri dönmem gerekiyor.
Although I would love to stay and chat. I'm in the middle of a basketball game.Burada kalıp sohbet etmeyi isterdim ama basketbol maçına geri dönmem gerekiyor.
I'm in the middle of a basketball game, although I would love to stay and chat with you.Basketbol maçında şike yapmak için ne şekillere giriyoruz.
The things we do to throw a basketball game.Arkadaşlarıyla basketbol maçı izlemek istiyormuş.
He wants to go watch a basketball game with his buddies.Basketbol maçımı Cumadan, Çarşambaya alıyorum.
I'm moving up my basketball game from Friday to Wednesday.Basketbol maçı, yıllıktaki foto, mezuniyet videosu.
The basketball game, the yearbook photo, the graduation video.
