BELGESELLERI in English translation

documentaries
belgesel
dokümanter
documentary
belgesel
dokümanter

Examples of using Belgeselleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Şu doğa belgesellerini hiç izledin mi?
Do you ever watch those nature documentaries?
Merhaba, belgeselci tuhaf kız.
Oh, hello, weird documentary girl.
Bugün sizlere belgesellerin benim hakkımda olabileceğini,
Documentaries, I want to say to you today,
Belgeselimiz yakında yayınlanacak ve reklamlarda harika görünüyorsun.
The documentary's going to be airing soon, and-- and you look great in the promos.
Belgesellere bayılırım!
I love documentaries!
Ve belki de küçük doğa belgesellerini kaydettikten sonra bizi öldüreceklerdir?
And they're going to kill us After we're done recording Their little nature documentary?
Gezi belgesellerini sevdiğini biliyor muydun?
Did you know that she likes travel documentaries?
Hani şu yeni belgesele nedersiniz, bipolar?
How about that devastating new documentary about being bi-polar?
Mafya hakkında belgesel izleyerek… birkaç şey öğrenmiştim.
I have learned a few things from watching A&E documentaries about the Mafia.
Projesini duydum ve bunun belgeselim için… kusursuz bir materyal olacağını düşündüm.
I heard about his project and thought it would be perfect material for my documentary.
Okyanus belgesellerini sevdiğini bilirim.
You used to love ocean documentaries.
Belgeselci adam konferans odasında.
The documentary guy is in the conference room.
Belgesel için 6 farklı fikir var kafamda.
I have tried like 6 ideas for documentaries in the last year.
Belgeseller zanaatimizi ortaya çıkarıyorlar.
Documentary filmmakers expose our craft.
Belgesellerin dengeli bir yaklaşımı olmalı.
Documentaries tend to offer a balanced approach.
Belgeselimiz orjinal konudan biraz çözüm olmadan sonlanamazdı.
Our documentary wouldn't be complete without some kind of resolution from its original subject.
Belgesellerin çoğunlukla bilgi verme amaçlı olduğu düşünülür.
Documentaries are often thought of as merely information.
McGillin belgeselinden topladığınız kanıtlar Davidin arabasında olabilirdi yani.
So any evidence you collected from McGill's documentary would have been in David's car.
Belgesellerin maksadı olmaz, demiyordum.
I wasn't saying documentaries don't have agendas.
Evet, belgeselim için dağıtımcı ararken orada biriyle tanıştım.
Yeah, I met with someone there when I was trying to get distribution for my documentary.
Results: 60, Time: 0.0237

Top dictionary queries

Turkish - English