BENIM ÇALDIĞIMI in English translation

i stole
çalıyorum
çaldım
hırsızlık yaptığımı
çalacağım
çalmamı mı
ben çalarım
me play
oynayayım
beni oynarken
beni çalarken
çalışımı
benim çaldığımı
bana oynadığın
i swiped it
i took it
alıyorum
alırım
ben devralıyorum
ben almak
kabul ediyorum
onu alırım
alıyorum bu
ben de bindim
alarak şey şey beni suç ortağı yaparak bunu

Examples of using Benim çaldığımı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Benim çaldığımı söylüyor.
He says I stole it.
Benim sapık üvey abim bana tuzak kurdu ve benim çaldığımı söyledi.
My pervy foster brother set me up and said I was stealing.
Ve neden şekil değiştiren bunu benim çaldığımı düşünüyor?
And why did the shifter think that I stole it?
Kaç zamandır bu hortumdan bahsediyorum, Rita benim çaldığımı sanıyor ve sen hiçbir şey söylemedin mi?
And the whole time I have been talking about the hose that Rita thinks I stole, you didn't say anything?
Ne? Benim çaldığımı düşündükleri bir dosya yüzünden odanı arıyorlar. -Polisin.
What?-The police's. They're searching your room for a file they think I stole.
solda aşağıdaki müzik parçasını ezberlettik-- benim çaldığımı duyduğunuz parça-- sonra da onlara tam olarak aynı akord değişikliklerine göre doğaçlama yaptırdık.
music on the lower-left, which is what you heard me playing-- and we had them improvise to the same chord changes.
profesyonel cazcıları NIHye getirdik ve onlara, solda aşağıdaki müzik parçasını ezberlettik-- benim çaldığımı duyduğunuz parça-- sonra da onlara tam olarak aynı akord değişikliklerine göre doğaçlama yaptırdık.
music on the left, the lower-left-- which is what you heard me playing-- and then we had them improvise to the same exact chord changes.
Benim çaldığım arabayı sürüyorlardı.- Evet.
They were driving a car that I stole.
Yani, benim çaldığım ve senden haber vermeni istediğim arabaları?
You mean the cars I asked you to call in, the ones I stole?
Benim çaldığım arabayı sürüyorlardı.
They were driving a car that I stole.
Bütün mü? Benim çaldığım.
I stole… All of it?
Bütün mü? Benim çaldığım.
All of it? I stole.
Bizzat ben çalmıştım.
I stole them myself.
Tabloyu ben çaldım ve… alıcıyla görüşme ayarladım.
I stole the painting and, uh, Beano set everything up with the buyer.
Tabloyu ben çaldım ve… alıcıyla görüşme ayarladım.
So… I stole the painting and, uh, Beano set everything up with the buyer.
Tabloyu ben çaldım ve… alıcıyla görüşme ayarladım.
I stole the painting and, uh, So… Beano set everything up with the buyer.
Tabloyu ben çaldım ve… alıcıyla görüşme ayarladım.
Beano set everything up with the buyer, I stole the painting and, uh.
Ağacını ve ışıkları ben çaldım… başkası değil.
I stole your tree, and these lights, and I did it by myself.
Ağacını ve ışıkları ben çaldım… başkası değil.
And I did it by myself. I stole your tree, and these lights.
Bendim. Kağıdı ben çaldım. Leigh Ann kesinlikle.
I stole the exam. Leigh Ann wasn't involved at all.
Results: 40, Time: 0.0314

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English