Examples of using Benim endişelendiğim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Benim endişelendiğim şey köpek aslında.
Benim endişelendiğim şey, saat 8:00de burada olmadığın için… ona bunları söyleyemem.
Kesinlikle. Benim endişelendiğim şey, biz ayakta uyurken bir de bakacağız.
Benim endişelendiğim, sen bizim yardım etmemiz için'' Ben Tokrayım'' masalını kullanan bir Goauld olabilirsin.
Şu aralar annem beni endişelendiriyor, odasından hiç çıkmıyor.
Evet de, beni endişelendiren dışarıda serbest dolaşan yarı.
Beni endişelendiren sen değilsin, bebeğim.
Beni endişelendiren kime ne anlattığı değil.
Beni endişelendiren akşam yemeği değil.
Bak, Paul beni endişelendirdi. Tabi, hanımefendi.
Bak, Paul beni endişelendirdi. Tabi, hanımefendi.
Beni endişelendiren mürettebatın geri kalanı değil.
Beni endişelendiriyor Patsy.
Bay Hastings, beni endişelendiren Farhad Hassan.- Tamam.
Fiona beni endişelendiriyor.
Beni endişelendiren o değil, biziz.
Beni endişelendiren silahlar değil Sonny.
Beni endişelendiren Oler ve Dler.
Beni endişelendiren babamın tepkisi değil.
Beni endişelendiren yürümek değil, oturmak.