Examples of using Beyazlarla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Beyazlarla konuş.
Beyazlarla eşit.
Beyazlarla renklileri ayırıyorum.
Dinle, delikanlı, Beyazlarla savaşmak istiyor musun?
O beyazlarla takılmaya alışık.
Önce siz beyazlarla iş için dövüştük.
İlk defa, beyazlarla birlikte oy kullanacaklar.
Ama ben sadece beyazlarla dolu bir evde… yaşayan siyahi biriyim.
Ama ben sadece beyazlarla dolu bir evde… yaşayan siyahi biriyim.
Zencileri beyazlarla sosyal ve politik eşitliğe getirecek.
Sonra da bir sepete saklanıp beyazlarla birlikte dışarı çıkmış.
Yerliler tüm güçleri ile beyazlarla mücadele etmeye çalıştılar.
Rahibe mi olsaydım? Beyazlarla çıkmamı bile istemedin?
Rahibe mi olsaydım? Beyazlarla çıkmamı bile istemedin.
Murraynin yeşil pantolonu, beyazlarla karışmış.
Şu beyazlarla dolanıyorsun ama kendisine örnek olunması gereken siyah İngilizler.
Peterı banliyöde oturan beyazlarla kürsüye koy… ve 47nci sokağın güneyinde foto çekimi yapmayı bırak.
Kızılderililer beyazlarla yatıyor. Maninin olduğumuzu kanıtlıyor. çocukları var. Bu da aynı türden.
Yani ben beyazlarla takılamam ama sen erkek Iggy Azaleayla birlikte olabilirsin?
sorumlu olanlara itiraz ettiğinizi söyledi, doğru mu? Jonn, Yeşillerin Beyazlarla savaşmayı seçtiğinde, açık görüşmelere.