BININ in English translation

get in
bin
girin
atlayın
içeri
var
gir
binin
atla
alın
binsene
thousand
bin
binlerce
0
yüzlerce
bini
binlik
ride
araba
binmek
gezinti
araç
sürüş
bir sürüş
yolculuk
sür
gezisi
git
board
kurul
tahta
heyet
pano
pansiyon
yönetim kurulu
gemiye
grand
büyük
bin
binlik
bini
papel
gran
bin dolar
görkemli
dolar
bi's
hop in
atla
binin
hadi atlayın
içinde zıplayın
hopla içeri
roadmaster
binin
model roadmaster
embark
bin
çıkmadan
gemiye binin
girişmekteler
bindikleri
seslendi
gemiye binmeleri
thousands
bin
binlerce
0
yüzlerce
bini
binlik

Examples of using Binin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sermayeye binin ve herkesi kendin öldürmek?
Ride into the Capital and kill everyone yourself?
O 90 binin ne için oldugunu bilmek ister misin?
You want to know what the 90 grand was for?
Yeryüzüne dönecek yolcular, lütfen solunuzdaki tramvaylara binin.
Passengers going back to Earth, please board trams on your left.
Eric, Dylan lütfen arabaya binin. Tamam.
Eric, Dylan, get in the car, please. OK.
Nasıl Eun Binin erkek arkadaşı olabilirsin?
How are you Eun Bi's boyfriend?
Binin. Mızrağı bagaja koy.
Hop in. Put that spear in the trunk.
İlerleyecek yolcular, sağınızdaki tramvaylara binin.
Those moving onward, board trams to the right.
Yılana binin.
Ride the snake.
Evet, 10 binin hepsini!
Yeah, all 10 grand!
Dedi ki:'' Ona binin.
And he said: Embark therein!
Beyler… Bisikletlerinize binin.
Gentlemen… mount your Roadmaster bicycle.
Kamyonlara! Tabloları bırakın ve kamyonlara binin!
In the trucks! Drop the paintings and get in the trucks!
Ben Eun Binin arkadaşı, Kyung Ah.
I'm Eun Bi's friend, Kyung Ah.
Evet, hadi, binin.
Yes, come on. Hop in.
Chili Palmerın borcu olan 300 binin bir kısmını yatırabilirsiniz.
You could invest part of the 300 grand that Palmer owes you.
Dedi ki:'' Ona binin.
He(Noah) said:'Embark.
Trene binin.
Ride the train.
Tabloları bırakın ve kamyonlara binin! Kamyonlara!
In the trucks! Drop the paintings and get in the trucks!
Beyler… Bisikletlerinize binin.
Mount your Roadmaster bicycle. Gentlemen.
Tamam mı? Yeryüzüne dönecek yolcular, lütfen solunuzdaki tramvaylara binin.
Please board trams on your left. Okay? Passengers going back to earth.
Results: 1350, Time: 0.0447

Top dictionary queries

Turkish - English