Examples of using Bir şey duymuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İki kurban da ölmeden önce bir şey duymuş gibi.
Arabada bir şey yok, Komşuların hiç biri ne bir şey duymuş ne de görmüş.
Daha önceden konuyla alakası olmadığını düşündüğünüz bir şey duymuş olabilirsiniz.
Az önce kardeşim aradı ve radyoda bir şey duymuş.
Djigirr çok konuşur… ama bir şey duymuş olabilir.
Eyerini çıkarmış ve bir şey duymuş.
Kimse ne bir şey görmüş ne de bir şey duymuş.
Kimse görmüş ya da bir şey duymuş değil.
Kimse görmüş ya da bir şey duymuş değil.
Ne bir şey görmüş ne de bir şey duymuş.
Ne bir şey görmüş ne de bir şey duymuş.
Sağlık görevlisi, kurbanları tedavi ederken bir şey duymuş.
Sağlık görevlisi, kurbanları tedavi ederken bir şey duymuş.
Morgdaki hiç kimse ne bir şey görmüş ne de bir şey duymuş.
Arkadaşımın dediğine göre,… arkadaşımın arkadaşının kuzeninin karısı Konsey Üyesinden senin ilgini çekebileceğini düşündüğüm bir şey duymuş.
Mississippiden, din adamı Donald Wildman… radyoda beğenmediği bir şey duymuş.
Sizce mahkeme kararıyla ilgili bir şey duymuş ya da okumuş muyumdur?
Mevzuu işte bir şey duymuş gibi yapıp arama izni olmadan eve dalışımızı yasallaştırma şeyi.
O yüzden sizinle konuşmak istedim, belki bir şey duymuş veya görmüşsünüzdür.
Kalbini dinlerken bir şey duymuş olabileceğini söyledi.