BIR ŞEY GÖRMEDIĞINI in English translation

saw anything
bir şey görmemiş
birşey görmemiş
hiçbirşey görmemiş
görmediği ve kameraların da görüşü engellendiğinden elimde olan tek şey

Examples of using Bir şey görmediğini in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bonnie, onun bir şey görmediğini söyledi!
Ornelle o sırda uyuduğunu ve bir şey görmediğini söylüyor.
Ornelle says he was asleep. He didn't see anything.
Her yeri kan içinde ama bir şey görmediğini söylüyor.
He's covered in blood, but says he didn't see anything.
Bu da Grace Gibsonın evinin önünde neden bir şey görmediğini açıklar.
And that explains why he didn't see anything at Grace Gibson's.
Ama Trent polislere soygun sırasında bir şey görmediğini söylemişti.
But Trent told the cops he didn't see anything at the robbery.
Tabur komutanı hiç böyle bir şey görmediğini söyledi.
Battalion commander said he would never seen anything like it.
UŞFL daha önce böyle bir şey görmediğini söyledi.
S never seen anything like it.
Bilemiyorum. Gazete ayırt edici bir şey görmediğini söylüyor.
The newspaper said she didn't see anything to distinguish that. I don't know.
Bazen bir şey görmediğini sanırsın ama bir yüz görünce her şeyi hatırlarsın.
Sometimes you think you didn't see anything Then you see a face, and it all comes back to you.
Babamlara neden dün gece bir şey görmediğini söyledin? -Evet, sağol?
Yeah, thanks. Why did you tell my parents you didn't see anything last night?
Pek önemli bir şey yok yöre sakinlerinden bir kaçı, insanlar parkın bu kısmına yaklaşamadığı için kimsenin bir şey görmediğini söyledi.
For what it's worth, a few of the locals said nobody saw anything, as people stay away from this end of the park.
Bana ayakkabı boyası olduğunu veya cilaladıklarını ve gerçekten böyle bir şey görmediğini söyledi.
They polished it up and he really never saw anything like it. He told me he thought it had shoe shine polish or that.
Köyün delisi bile buradakilerin bir şey görmediğini bilir ve onlar da müşterilerin neden aceleyle çıktıklarını bilmek için maaş almıyorlar.
Any village idiot could see that no one here saw a thing, and they're not paid to know why the customers rushed out.
Raymond Langston sıradışı bir şey görmediğini söylüyor.
Raymond Langston, claimed to have seen nothing unusual.
Miamiden kurtardığımız tabloyla ilgili Rising Tidedaki bağlantılarımın ağzını yokladım ve kimse öyle bir şey görmediğini söyledi.
I put some feelers out to my Rising Tide contacts about the painting we recovered in Miami, and no one has seen anything like it.
Avrupa Komisyonunun sürekli olarak Bulgaristanı üst düzey yolsuzlukla başa çıkamamakla eleştirdiğini savunarak, kabinesinin üyeleri veya diğer üst düzey yetkilileri izlemeye almada yanlış bir şey görmediğini de belirtti.
He also said he sees nothing wrong in the spying on members of his cabinet or other senior officials, arguing that the European Commission has repeatedly criticised Bulgaria for failing to deal with high-level corruption.
Bir şey gördüğüme yemin edebilirdim.
I could have sworn I saw something.
Olağan dışı bir şey görmüyorum.
I'm not seeing anything out of the ordinary.
Henüz bir şey görmedim ama Z-Programı gözüktü.
I haven't seen anything yet. But I got the Z-program.
Bir şey gördüğüme yemin ederim.
I could have swore I saw something.
Results: 48, Time: 0.0275

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English