Examples of using Bir şey görmediğini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bonnie, onun bir şey görmediğini söyledi!
Ornelle o sırda uyuduğunu ve bir şey görmediğini söylüyor.
Her yeri kan içinde ama bir şey görmediğini söylüyor.
Bu da Grace Gibsonın evinin önünde neden bir şey görmediğini açıklar.
Ama Trent polislere soygun sırasında bir şey görmediğini söylemişti.
Tabur komutanı hiç böyle bir şey görmediğini söyledi.
UŞFL daha önce böyle bir şey görmediğini söyledi.
Bilemiyorum. Gazete ayırt edici bir şey görmediğini söylüyor.
Bazen bir şey görmediğini sanırsın ama bir yüz görünce her şeyi hatırlarsın.
Babamlara neden dün gece bir şey görmediğini söyledin? -Evet, sağol?
Pek önemli bir şey yok yöre sakinlerinden bir kaçı, insanlar parkın bu kısmına yaklaşamadığı için kimsenin bir şey görmediğini söyledi.
Bana ayakkabı boyası olduğunu veya cilaladıklarını ve gerçekten böyle bir şey görmediğini söyledi.
Köyün delisi bile buradakilerin bir şey görmediğini bilir ve onlar da müşterilerin neden aceleyle çıktıklarını bilmek için maaş almıyorlar.
Raymond Langston sıradışı bir şey görmediğini söylüyor.
Miamiden kurtardığımız tabloyla ilgili Rising Tidedaki bağlantılarımın ağzını yokladım ve kimse öyle bir şey görmediğini söyledi.
Avrupa Komisyonunun sürekli olarak Bulgaristanı üst düzey yolsuzlukla başa çıkamamakla eleştirdiğini savunarak, kabinesinin üyeleri veya diğer üst düzey yetkilileri izlemeye almada yanlış bir şey görmediğini de belirtti.
Bir şey gördüğüme yemin edebilirdim.
Olağan dışı bir şey görmüyorum.
Henüz bir şey görmedim ama Z-Programı gözüktü.
Bir şey gördüğüme yemin ederim.