Examples of using Bir broş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet bir broş.
Bir broş ya da pterodaktil yapabilirim.
Bir broş alıyorlar.
Bunun gibi bir broş verme fırsatım olmadığı için özür dilerim.
Bu bir broş.
Bu Nadianın bana verdiği bir broş. Evet, buyur.
Bu Nadianın bana verdiği bir broş. Evet, buyur.
Marka bir broş almak istiyorum.
Bisiklet yakalı bir t-shirt ve bir broş.
Ne kadar güzel bir broş küçükhanım.
Ne giyeceksin? Bisiklet yakalı bir t-shirt ve bir broş.
Ne giyeceksin? Bisiklet yakalı bir t-shirt ve bir broş.
Teşekkür ederim. Dükkanından bir broş takıyor.
Öldürülen erkek hostesin kız arkadaşını sorguladığımız görüşmede kızın ceketinde, o kol düğmesine benzeyen bir broş fark ettim.
Değerli eşyalar: İki nikah yüzüğü, bir broş… 32 Mark ve 50 Peni nakit.
Değerli eşyalar: İki nikah yüzüğü, bir broş… 32 Mark ve 50 Peni nakit.
Değerli eşyalar: İki nikah yüzüğü, bir broş… 32 Mark
Sanki bir kolye veya bir broş takmış gibi görüneceksin.